Subcribe to our RSS feeds Join Us on Facebook Follow us on Twitter Add to Circles
teog 2015 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
teog 2015 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Kasım 2014 Pazartesi

TEOG İÇİN ÖNEMLİ TEMEL BİLGİLER-TEOG OrtakSınavlar E klavuz 2014-2015 Yayınlandı



26 Kasım'da 2014'ün ilk Teog sınavı yapılacak.Bilmeniz gereken önemli bilgileri sizlerle paylaşmanın faydalı olacağını düşünüyorum. 
Sınavın ne zaman saat kaçta olacağını
Teog'da yanlış cevap doğruyu etkiler mi?
Derslerin katsayılarını yani hangisi daha fazla puan getirir onları
burada genel olarak tekrar etmiş olalım. 
Programınızı ve Çalışma planınızı buna göre yaparsanız çok daha verimli olacaktır.

Ankara Kafasından TEOG ÖZEL DERS alırsanız 2 haftalık programla bütün konuları bitiriyoruz. Özel derslerimiz yalnızca Ankara içi olup farklı şehirlere rehberlik ve danışmanlık yapıyoruz.










24 Ekim 2014 Cuma

TEOG 2014-2015 SINAV TARİHLERİ VE SINAV KAPSAMI







Burada da TEOG'da hangi konular çıkacak onlar yazıyor. Birinci sınava kadar olan yerler ile ikinci sınava kadar olan yerler ayrılmış vaziyette. Okul öğretmenleri kazanımlara göre sorular hazırlarlarsa öğrencileri TEOG konusunda daha başarılı kılabilirler. Her ne kadar MEB kendi kazanımlarına uygun soruyu her zaman hazırlamadığı olabiliyor. İşin Türkçesi MEB'in sağı sollu belli olmuyor! Bu açıdan hazırlanırken konuya ait farklı sorular çözerek ve bunların sınırlarını kaynak kitaplardan takip ederek yapabilirsiniz.

ÖRNEK OLMASI İÇİN ÜŞENGEÇ ÖĞRENCİLERİME ŞÖYLE BİR TABLO YAPTIM.



Dediğim gibi üsteki linklerden konu dağılımı hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.



ÖNEMLİ NOKTA İSE İŞTE TAM BURASI:

TEOG 2014-2015 de yani 26 Kasım 2014 TEOG-1 de mesela MATEMATİK konularından kaçar soru gelecek diye sorarsanız:

GEÇEN SENE

ÖRÜNTÜ VE SÜSLEMELER (FRAKTALLAR): 2 SORU 
DÖNÜŞÜM GEOMETRİSİ (YANSIMA, ÖTELEME, DÖNME): 2 SORU
 HİSTOGRAM: SORU ÇIKMADI
 ÜSLÜ SAYILAR: 8 SORU
 KÖKLÜ SAYILAR: 8 SORU

ÇIKTI.

BU SENE ÖRÜNTÜ VE SÜSLEMELERDEN: 4 Soru
DÖNÜŞÜM GEOMETRİSİNDEN: 4 Soru
TABLO VE GRAFİKLERDEN:2-3 Soru
ÜSLÜ SAYILARDAN İSE: 9-10 Soru 

Çıkacak gibi görünüyor. Çalışmalarınızı bu yönde gözden geçirmenizde fayda var.

23 Ekim 2014 Perşembe

E-BOLA NE OLA?

Sadece E-bola için değil bir çok hastalık türü için doğru düzgün bir açıklama,önleme metodu ya da bir çalışma yapılmamakta olduğu gibi akıl kayması yaşayacağımız beyanatlarda cabası olabiliyor. Sanırım daha çok ebola daha çok fırın ekmek yememiz gerekiyor. Oysa basit bir bilgilendirme, bir kamu spotu bu kadar zor olmasa gerek. ANKARA KAFASI bu konuya dikkat çekmek için basit bir logo hazırladı.Buyrun afiyet olsun...

19 Ekim 2014 Pazar

Engelli Anne Baba ve Kardeşleri ile Çalışma Modülü Eğitimi NEDİR NE DEĞİLDİR


Türk Psikologlar Derneğinin yürüttüğü IDP/234 eşit Erişim İçin Psikoloji Projesi kapsamında 18-19 Ekim 2014 tarihinde Ankara’ da yapılan "Engelli Anne Baba ve Kardeşleri ile Çalışma Modülü Eğitimi" hızlı başladı hızlı bitti. 

Eğitime katılmadan önce www.scie.org.uk de benzer temalı "working together to support disabled parents" a bakmıştım. Sanırım o biraz daha geniş ve detaylı geldi.

Katılımcısı olduğum eğitimin genel amacını şöyle özetleyebiliriz: " Engelli bireyin yaşam kalitesini arttırırken ailesininde nefes almasını sağlayabilmek". Engelli bireyin kardeşi ya da kardeşlerini görmezden gelmemek sanırım çoğu katılımcı için altı özellikle çizilen nokta oldu. Fazla detaya inmeyen (ki eğitim alanında inilmesini bekliyordum) ama barındırdığı önemli fikirlerle göz ardı edilmemesi ve desteklenmesi gereken bu çalışmada emeği geçen herkese içten bir "EYVALLAH" yolluyorum.


Eğitimden notlar

  1. 18 ekim 2014 cumartesi günü eğitimi veren hoca Prof. Dr. Psk. Ferhunde Öktem idi. Kendisini tanımış oldum. Verdiği öğütler ve pamuk saçları ile Helen mirren + Gandalf karışımı bir haleti ruhiye oluşturdu denebilir benim için. Biraz Gelişim Psikolojisi tanıtım dersi gibi başlayan ve zaman zaman öğrenme psikolojisine dönen ama terimsel konuşmayan bir anlatım ile olayı özetledi. "Bir şeyler yapın durmayın" dedi kısaca."ZEVKLE KOŞAN YORULMAZ" dermiş ona da annesi. Aziz Kürkçü'nün hayatından ve E. Kübler Ross'un kitabından alıntılar sundu. Diğer ismini unuttuğum araştırma görevlisi hocamızda (ismini unuttum puff) şirin bir sunum yaptı. Biraz heyecanlıydı ama gözümden kaçmadı:)                                                                                                                                                                                                                             
  2. 19 ekim 2014 pazar günü Eğitmen Musa Çopur tüm bunların üzerine kısaca diyagramlarla proje nasıl yapılır anlattı. Amaç-Hedef-Faaliyet ve Paydaş-Sorun-Hedef-Strateji diyerek rüzgar gibi esti geçti. Aslında herkes proje yönetimi konusunda daha fazla bilgi ve detay bekliyordu bence:) Özellikle " Hak Temelli Yaklaşım"ın altını çizdi. Her iki gün içinde tempo biraz bana düşük geldi. Belkide 1 yıldır süren proje insanlarda artık yorgunluk yaratmış olabilir. Ama tanıştığım ve fikirlerini dinlediğim her kişi benim kendimi tanıma serüvenimde şüphesiz ki fayda sağlayacaktır. Bu yüzden hepsine sonsuz teşekkürler.

18 Ekim 2014 Cumartesi

TÜRKİYE DİJİTAL YAYINDA SINIFTA KALDI: PECYA NEDEN KAPANDI?

Bir siteye bir kere girip geri döndüğünüzde kapanmış olması ile karşılaşmanız size anlık bir boşluğa adım atma hissi veriyor. Her türlü kapatmalara alıştığımız günlerde PECYA gibi "eli kalem tutanlar"ın çok işine yarayacak bir arşivin kayıp gitmesi aslında bize bazı dersler vermeli. Bu açıdan önce önce PECYA'dan kısaca bahsedeyim.Sonra kapanma nedenini 3 madde de özetlemeye çalışayım.
PECYA bir dijital doküman tasnif sitesi olarak karşımıza çıkmıştı. Özellikle yüksek lisans,doktara ya da kısaca araştırma yapacak bir çok kişiye fayda sağlayacağı şüphesiz bir kaynaktı.
AMA KAPANDI. NEDEN Mİ?




Kapanma sebeplerini kendileri yazmışlar ama bence temel 3 sebebi var.

1- Ülkede akademik çalışmayı takan pek yok. Ortalık intihal yayın cenneti. Ki buna rağmen bazı üniversiteler yeni yeni " IThenticate intihal programı " kullanıyoruz biz abiciğim diyor. Tezi çalan intihalini hazırlar!

2- Sadece internet sayfası üzerinden okuma yaptırması ve download imkanı vermemesi en büyük dezavantajlarından biriydi. Hele ki sitenin ismine hiç alışamadım o ayrı bir konu. En azından buna taktiksel bir çözüm getirebilirlerdi.Ama millet normal kitap okumuyor e-kitap,e-dergi,e-makale'yi kim neylesin!!!

3- Bu Türkiye'de okumaya,araştırmaya ve kütüphane alışkanlığına dair bir çok şeyin altını çiziyor. Kısacası Türkiye'de Online Akademik bir Kütüphane yerine ONLİNE DÖNERCİ açın daha çok kazanırsınız. İŞİN ÖZÜ BU... 


1 Ekim 2014 Çarşamba

ANKARA KAFASI SLOVENYA'DA


12 günlük Slovenya serüveni sonunda Avrupa eğitim sistemi hakkında yazacak sanırım çok şeyim olacak. O yüzden şimdiden herkesin bayramını kutlu olsun. Görüşmek üzere.

6 Ağustos 2014 Çarşamba

Yaratıcı Drama , Montessori Eğitimi ve Eğitimde Alternatif Yönelimler



Öğrencilere sunulan formal eğitimin artık zamanın ruhunu yakalayamadığı net bir şekilde görülünce eğitim "yaparak-yaşayarak öğrenmeyi" destekleyici informal yollar arayışına çoktan girmişti. Yeni yeni ülkemizde popüler olan ama bunu sadece görüntü olarak kullanan eğitim kurumları aslında ne kadar büyük bir nimeti gözardı ettiklerinin henüz farkında değiller. Bu açıdan gerek yaratıcı drama gerek Montessori eğitimi gerektiği  kadar incelikli incelenmediği gibi pek çok pedogojik boyut gözardı edilmektedir. Çocuklara ve velilere sunulan bu "SHOWBİZ" aslında ne kadar fayda sağlıyor?


  • Oysa Matematik,İngilizce,Tarih ya da diğer dersler drama ile daha zevkli ve işlevsel hale getirilemez mi?
  • Şan,Dans ve Ritm gelişimi derslerde daha etkin kullanılamaz mı? 
  • Öğrencilerin kendi öğrenmelerinden sorumlu "kendin tasarla- kendin öğren" yöntemi onları özyeterlilik ve özgüven bakımından daha etkin kılamaz mı?
  • Bunlar hem sınav sistemi ile hem de hayatın kendisi ile ilişkilendirilemez mi?

gibi bir çok soruyu kendime sordum ve araştırdım.BUNLAR FAZLASIYLA YAPILABİLİR.Amerikan,Alman,İngiliz,İsveç,Finlandiya ve hatta Baltık ülkelerinin eğitim sistemlerinin yanında Uzak doğu eğitim sistemlerinden örneklerle  ve pratik uygulamalarla bunların nasıl yapılabileceğini Ekim Sonu Kasım Başı buradan sizlerle paylaşacağım E-kitaptan edinebilirsiniz.







25 Nisan 2014 Cuma

ALES TAKTİKLERİ-ALES DENEMESİ VE ÇÖZÜMLERİ-ALES PÜF NOKTALARI




Aşağıda 2014 tipi Ales benzeri deneme sınavı paylaşımı yapıyorum. Vakit darlığından dolayı şimdilik sadece SAY1 pratik çözümlerini çözüp yüksek çözünürlükte fotoğraflarını da ekledim.İşinize muhakkak yarayacaktır. Genel olarak Say1 30 dk sürecek sorulardan oluşmakta.Buradan elde ettiğiniz 10 dk'yı Say2 ye eklerseniz orada rahatlıkla biter. Sözel 1 ise okuma-anlama hızınızla orantılı klasik sorular.
ALES dersi verdiğim öğrencilerim genelde Say1'den 35-40 arası net , Say2'den 30-35 arası net, sözel1'den ise 35-40 arası net yapmaktalar. En az yapan 30-30-30 yapabiliyor. Umarım sizinde performansınız bu düzeyde çıkar ve buraya yazdıklarım sınavda size fayda sağlar.
not: say1 çözümlerini basit ve yeni başlayanlar düzeyinde anlattım. İlerde daha pratik çözüm yolları ve size hız kazandıracak taktikler hakkında da paylaşımlarda bulunacağım. Şimdiden Başarılar...






Yüksek Çözünürlükte Çözümler Ankara Kafası El emeğidir:)

zaman bulursam diğerlerinin de çözümlerini ekleyeceğim...

14 Nisan 2014 Pazartesi

ASLINDA MATEMATİK ÇOK KEK!


Bütün istatistikler aynı şeyi gösteriyor. Matematik öğrenciler için başa bela! Peki gerek TEOG gerek YGS de öğrencilerin zorlandığı bu ders gerçekten zor mu? Matematiğe olan bu aşırı yüklenmenin altında ne yatıyor?

- Öğrenciler ilkokul birinci kademede (1den 5e kadar olan sınıflar ) ve özellikle ikinci kademede (6dan 8inci sınıfa kadar) seçmeli derslerden genelde matematiği seçiyor. Peki işe yarıyor mu?

Veriler yaramadığını gösteriyor.

-Özel derslerde,dershanelerde, etüt merkezlerinde ve internette ki online video derslerde en çok izlenen ve takip edilen yine matematik olmasına karşı niye hep aynı yerde aynı hataları yapıyoruz? Tıpkı yıllardır ingilizce öğretilemeyen öğrenciler gibi matematikte bir türlü öğrencilere kavratılamıyor.

Acaba yöntemde ve matematiği açıklarken yanlış öğretim teknikleri kullanıyor olamaz mıyız?

Bunun cevabını eğitimciler ve öğretmenler aramalı!

Bu sorularla ben uzun zamandır haşır neşirim ve ilerde inşallah yöntem ve tekniklerimi sizlerle daha detaylı şekilde paylaşacağım. Bunu hem veliler hem öğrenciler hem de öğretmenler/eğitimciler rahatlıkla kullanabilecek. Ama önce bu konularda biraz bilgi ve deneyim sahibi olmak gerekiyor. Bu açıdan size öncelikle iki tane kitap önereceğim. 

Bunlar : 1-Herkes İçin Matematik - John Allen Paulos
             2-çocuğuma matematiği nasıl anlatırım - Gordon w green

not: Piyasadan bulamazsanız kütüphanelerden ve sahaflardan edinebilirsiniz.




28 Mart 2014 Cuma

JİMİ'DEN TAPE YERİNE KİTAP:EĞİTİMDE BİYOGRAFİLERDEN FAYDALANMAK


"Öğretmen, 'Kendini nasıl hissediyorsun?' diye sorardı ve ben, 'Bu Marsta insanların kendilerini nasıl hissettiğine bağlı,' gibi uçuk bir karşılık verirdim. Ona başka ne diyeceğimi bilemezdim." Bu cevabı ceza aldırmıştı çocuk Jimi'ye. 25 yaşına geldiğinde ise artık kendisi değil onun müziğini dinleyenler Jimi Hendrix'in başka bir gezegenden olduğunu düşünüyordu. "Sesler duyuyorum ve onları ben bir araya getirmezsem kimse getirmeyecek" diyordu Hendrix. Müziği ve gitarıyla yaptıkları öylesine özgün ve çarpıcıydı ki hayallerinin peşinde sırtında gitarı yola çıkan "otoban çocuğu", sadece dört yıl içinde zamanının -ve sonrasında tüm zamanların- en büyük müzik ikonlarından birine dönüştü. (Jimi Hendrix-Sıfırdan başlamak)

Yukarıda yazılanların hepsi bizzat Jimi Hendrix'e ait. Bir öğrenci olarak Jimi'yi okumak benim gibi bir müziksever öğretmen için gerçekten güzel sürpriz. Burada Jimi'nin ne işi var diyenler olabilir.Çünkü TEOG-YGS-LYS-DGS-KPSS-ALES-YDS gibi ucu bucağı olmayan kısır bir eğitim sisteminin kırılması hiç şüphesiz öğrencilerin,velilerin ve yöneticilerin başkalarının hayatlarını iyi okumaları gerekiyor. Başarıları-başarısızlıklar ve en çok da tecrübeleri. Bu açıdan herkese BİYOGRAFİ VE OTOBİYOGRAFİ okumayı şiddetle tavsiye ediyorum. Bu kitapta bunlardan biri olabilir. Eğitime bir de bir müzisyen penceresinden bakmak gerek diye düşünüyorum. Allah kısmet ederse yazın öğrenciler ve veliler için okuma günleri ve listeleri yazmayı düşünüyorum. Bu tarz bir girişim ne yazık ki eğitim çevrelerinde pek yok. Bu da eğitimcilerin eksikliği şüphesiz!


27 Mart 2014 Perşembe

PSİKOLOJİK BİR SAVAŞ OLARAK:SINAVLAR



"High school student Xiao Zhen leaps to his death from a a window in the middle of class. It is believed this happened due to pressure of preparing for college entrance exams."
The the Chinese Center for Disease Control and Prevention estimates that 287,000 Chinese citizens commit suicide each year, and the very high suicide rate among Chinese youth has been blamed, in the past, on the intense academic pressures.
The video of the incredibly sad event occurred while the student was preparing for his college entrance exams.
Obviously these academic pressures need to change, and they need to change right now.

Çin'de gerçekleşen bir olay.2014 mart ayında.Yanı yakın tarih. Lise öğrencisi Xiao Zhen derste iken birden kalkıp camdan aşağıya atlıyor. Üniversite giriş sınavların yapmış olduğu baskı ve akademik stresin nedeni ile böyle yaptığı düşünülüyor. Çin'de her yıl yaklaşık 287000 bin kişi intihar ediyor. Ve bunun büyük bir sebebi de akademik baskı olarak gösteriliyor. 

Türkiye'de de bu tip olaylar yaşandı ve ilerde ne yazık ki artacak gibi görünüyor. Bu yüzden gerek ailelerin gerek ilgili kurumların acilen önlemler alması gerekiyor. Zaten fazlasıyla çalkantılı bir dönemden geçen ülkemiz gençlerde oluşturduğu tahribatın henüz farkında değil. Şu an zaten gençler kimsenin umurunda değil gibi görünüyor. Herkes kendi derdinde!

26 Mart 2014 Çarşamba

OECD Eğitim Direktör Yardımcısı Andreas Schleicher bakın NE DİYOR!!!


OECD ülkeleri:(üstteki liste 2014 verilerine göredir)
Halen 34 tam üye (2010'da Estonya'nın katılımı ile) olan ülke vardır, bu ülkeler arasında 30 tanesi (* ile gösterilmiştir) Dünya Bankası tarafından 2005'te yüksek gelirli ülkeler arasında gösterilmiştir.


Günümüzde güvenilir verilere sahip olduğumuz ülkeler, sadece okul sonuçlarına değil, neler başardıklarına bakıyor. Bu değerlendirmede, öğrencilere öğretilenleri anlayıp anlamadıklarına değil, öğrendiklerinden yeni bir şey ortaya koyup koyamadıklarına bakılıyor. Türkiye için bu hayli zorlayıcı bir konu. Türk öğrenciler öğretilenleri öğreniyor. Türkiye’deki çocuklara, okul testleri yaparsak diğer ülkelerdekilerden daha iyi sonuç alacaklardır. Ama PISA’da öğrendiklerini kullanıp kullanamadıklarına bakılıyor. Maalesef, öğrencilerin ne bildiğini değil, ne tür becerileri olduğuna bakılıyor. Bir başka kategori de işbirliği yapmak, insanların birlikte yaptıkları beceriler konusu. Ama Türkiye yeni yeni eğitim sistemini geliştirmek için yatırımlar ve reformlar yapmaya başladı. Aslında Türkiye’nin şu anda yaptıklarını Şanghay, Çin ve Singapur 20-30 yıl önce yaptı. Son 10 yılda Türkiye’de bir iyileşme olmuş, bu iyileşme daha çok Doğu bölgelerinde. Çünkü Türkiye, iyi öğrencilerini harika yapmaya çalışmamış ama daha kötü, dezavantajlıları iyileştirmiş.


Şimdiye kadarki bölüm, sadece temelden kabul edilebilir seviyeye kadar olan iyileşmeydi. Kabul edilebilir seviyeden iyiye çıkmak zor olan kısım. Normal mali kaynaklarla daha fazla okul yapılabilir. Öğrenci sayısı arttırılabilir. Ama eğer öğrenme çıktılarının niteliği iyileştirilmek isteniyorsa öğretmenlere yatırım yapmak gerekiyor. Hiçbir öğretmen nitelikli olmadan eğitim sistemi nitelikli olamaz. Temel olarak belli bir eğitim vermek isterseniz öğretmenlerinize dersiniz ki, “şu yapılacak, bu yapılacak.” Ama daha üst seviyede bir eğitim vermek istiyorsanız o zaman öğretmenlerin temel olarak mesleki kapasitesini, yetkinliklerini, yeterliklerini ve özerkliğini arttırmak gerekir ki, kendi öğretme ortamlarını kendileri belirleyebilsin ve şekillendirebilsinler. O yüzden bundan sonra yaşanacak zorluklar daha farklı olacak. Okulun özerkliği ile de PISA sonuçları arasında bir ilişki var. Türkiye’nin bu alanda gerçekten çok yolu var. Özel okullar da dahil, Türkiye’de okulların özgürlüğü yok. Kendi eğitim sistemlerini ve ortamlarını etkileyemeyeceklerine dair bir algı var. Sadece okul müdürüne her kararı alması hakkı veriliyorsa ya da böyle anlaşılıyorsa okul özerk sayılmaz. Ama öğretmenler karar aşamasında sistemin bir parçası ise o zaman okulun özerkliğinin başarısındaki en önemli özelliği olduğunu görüyorsunuz. Yüksek performanslı sistemler iyi öğretmenler yetiştirmekte çok başarılılar. Öğretmenlik çok cazip bir meslek olarak kalıyor. Kendi kariyerlerinde yükselme imkanı sunuyorlar.

Bir MEB beceriksizliği olarak TEOG ve Eğitimde İdeoloji Gölgesi




Meb'in ne kadar beceriksiz olduğunun vesikası olan TEOG sınavı ilk açıklandığında sadece matematikten bir soru iptal olarak değerlendirilmişti.Sonradan (çaktırmadan) farklı alanlardan yanlış soruların olduğunu e-Okul Veli Bilgilendirme Sistemi'nde not olarak düşülmüş. 

Meb özel okul-yurt ve dershane basmak!!! ve kendince denetlemek yerine önce kendi beceriksizliğini düzeltmeli diye düşünüyorum. PİSA raporları ortada. Daha önce bundan bahsetmiştim. Fatih projesi daha piyasada yokken takip eden ve bu konuda araştırmalar yapan biri olarak DEVLET eliyle eğitimin gün geçtikçe kötüleştiğini ve bunun sorumlusunun yine devlet mekanizması olduğunu düşünüyorum.
ankarakafasi.blogspot.com
Belki çok özel bir tespit değil ama hangi üst düzey Meb çalışanı ve siyasinin çocuğu devlet okulunda eğitim görüyor bunu bir araştırınca olayı anlıyorsunuz. Yoksa Sümerlerden bu güne tablet dağıtılıyor zaten.Önemli olan eğitim dağıtabilmek!
www.ankarakafasi.com
Bu açıdan son günlerde ki eğitime bulaşan ideoloji ve siyasi manevrayı tedirginlikle izliyorum. Bu konuda aileler,öğrenciler ve gerekli merciler takipçi olmalı. Kimsenin eğitime siyaset karıştırmaya hakkı yok. Bu kim olursa olsun!

24 Mart 2014 Pazartesi

ANKARA KAFASI YGS 2014 ANALİZİ


Geçen sene ki (ygs 2013) sorularına bakılarak belli yerlerinde orantılı belli yerlerinde orantısızlıklar barındıran bir sınav olarak tarihe geçen ygs 2014 artık geride kaldı. LYS 2014 için herkes eşit oranda umutlu olsun diyebilirim. Çünkü gerek burada gerek özel ders öğrencilerime bahsettiğim gibi sorular “ALESLEŞMEYE” devam ediyor. Bunu gerek Türkçe gerek Matematikte çok net görüyoruz. Okuma-anlama sorularının yoğunluğu ve aralara serpilen analiz-sentez basamağı soruları genel olarak öğrencilerde yorgunluk oluşturmuşa benziyor. Bunca şeye rağmen ÖSYM’nin soruların sadece %20 sini açıklıyor olması ise bence büyük bir hezeyandan başka bir şey değildir. Soru yazamayan bir sisteme bu devlet neden tonlarca para aktarıyor diye düşünmekteyim. Çünkü soruları hazırlayan zümre koltuklarından olmamak için elinden geleni yapıyor. Olan yine eğitim zaiyatı olan öğrencilere oluyor. Bunca önsöz bilgisinden ve sosyal mesajdan sonra soru alanlarını yorumlayalım:

TÜRKÇE: Dil bilgisi açısından klasik ama paragraf soruları açısından şaibeli ve çoğu öğrenciyi bunaltan soruları burada görüyoruz. Yukarıda bahsettiğim ALESLEŞME özellikle Türkçe paragraf sorularında mevcut. Şıklar arasında muallâkta kalan öğrencilerde azımsanmayacak kadar fazla.
Buradan çıkarılan ders Türkçe testi ile başlamak sakıncalı olabilir. Yani sınava iyi bir strateji ile çalışmak şart!

Matematik: Önceki seneler düzeyinde olmasına rağmen bol işlemli ve işlem kalabalığından soruyu zormuş gibi kılan sorular mevcuttu. Başarılı öğrencilerimden bazılar formül soruları olduğunun da altı çizilmeli diyor. Bunun dışında soru kalitesinde gözle görünür bir düşüş var. Laf olsun diye sorulmuş, soru yazma kriterlerini sevimsiz hale getiren sorular artmış. Bu da sanki sorular şahsına münhasır gibi gözüksün diye yapılan bir manevra. Sorular zaman alıcı ve yetiştirmenin genel olarak zor olduğu bir sınavdı.

Geometri:  Orta halli geometri soruları ve yine çok kaliteli olmayan , neyi ölçtüğü belli olmayan “sordum soruyu aldın boruyu” tarzı sorular vardı.

Tarih: Sorular beklenen düzeyde olmasına karşın birkaç tane eleyici ezber soru vardı denebilir. Genel olarak herkes de beklediğini aldı sorulardan. Yine araya sırf orjinallik olsun diye “Fransızların bıraktığı silahlar hangi savaşlarda kullanıldı ? “ sorusu ise şüphesiz kolay ama sınav anında kişiyi şaşırtan bir soru diyebiliriz.
Coğrafya: Ezber, LYS tarzı sorular. Başka diyecek bir şey yok.
Felsefe: Konuya hakim olan öğrencinin yapabileceği sorulardı. Bazı sorular körfezin testlerine epey benzerdi.
Din: orta karar sorular denebilir.
Fizik: Orta karar Kimya: Orta karar ve Biyoloji : Kolaydı diye sayısal öğrencilerimin genel kanısı Fen soruları için kısaca bu denebilir.

YGS emin olun gireceğiniz bölüm için sizi 1/3 oranında etkileyecek gerisi ise LYS de belli olacak.
Bu yüzden LYS için daha etkili ve stratejik çalışın. Asıl olay burada bitiyor. Üzülmeyin desem de üzülecek arkadaşlarım vardır.Üzülecekseniz bari bunu LYS için hırsa ve stratejiye dönüştürün. 

Selamlar,sevgiler...

9 Mart 2014 Pazar

DİKKAT: ALES 2014 HAKKINDA DEĞİŞİKLİKLER!




Herkes kafasına göre bir şeyler yapıyor bu ülkede. Kimse kimseye bir şey sormadığı gibi insanların gelecekleri ile ilgili konularda son anda yapılan kasıtlı değişiklikler insanı canından bezdiriyor.
Özellikle ÖSYM bunu hep yapıyor.KPSS,YDS,ALES ve diğer örnekleri gibi... 

Bu açıdan sınav öncesi ALES 2014 hakkında bilinmesi gerekenleri kısaca buraya özetliyorum.



ALES 2014 İlkbahar Döneminden itibaren sınav süresi 150 dk /2.5 saat olarak uygulanacaktır. Değişiklik yapılmadan önce 180 dk/3 saat olarak uygulanıyordu.
 Ayrıca önceden alan başına 50 olan soru sayısı 40′a indirilmiş böylece adayların toplam çözeceği soru sayısı 120 olmuştur. 

Sözel Mezunuyum Hangi Alanları Çözeceğim?
Sözel1, Sözel2 ve Sayısal1 alanlarını çözeceksiniz toplamda 120 soru. 

 Sayısal Mezunuyum Hangi Alanları Çözeceğim?
Sayısal1, Sayısal2 ve Sözel1 alanlarını çözeceksiniz toplamda 120 soru. 

Eşit Ağırlık Mezunuyum Hangi Alanları Çözeceğim?
Sayısal1, Sayısal2 ve Sözel1 alanlarını çözeceksiniz toplamda 120 soru. 




19 Şubat 2014 Çarşamba

KİTAPSIZ MEB ve EĞİTİMDE SANSÜR ya da EDEBİYAT İSTİSMARI


MEB'in varlığının eğitim için külfetten ve acziyetten başka bir anlam taşımadığını her geçen gün biraz daha açık şekilde görüyoruz. Bunun en yakın örneği TEOG sınavını bile eline yüzüne  bulaştırması sayılabilir. Keza hatasız kul olmaz diyelim ama bu seferde piyasa da TEOG içeriğine uygun bir kitap bile yok. Özel sektör ise SBS kitaplarını evirip,çevirip öğrencilere yine yutturuyor. Yani değişiklikler yine öğrenciyi vuruyor. Genel anlamda büyük bir değişim sağlamıyor. Bu işin KİTAP boyutu ya da KİTAPSIZLIK boyutu sadece.

İŞİN SANSÜR BOYUTU İSE NERESİNDEN BAKARSANIZ BAKIN TRAJİKOMİK


Reşat Nuri Gültekin'in "Anadolu Notları I-II" eserindeki "Otel" başlıklı gezi yazısındaki bir paragrafa sansür uygulanmış. "Otel" başlıklı gezi yazısında Reşat Nuri Gültekin'in, kaldığı otelde kendisine yakmak için odun getiren "garson" üzerinden yaptığı genel değerlendirmesi "Milli kültürü zedeleyici nitelikte" bulunmuş. Ve kitaba 3.3 puan verilmiş.

Ki Anadolu Notları dönem itibariyle ve hatta şimdi çok önemli bir eserdir.

Anadolu Notları 1-2 eserinin 1966-68 basımının ilgili kısmını sağ olsun BİR FİNCAN KEYİF blogunun sahibi Melda hanım benimle paylaştı.Ona tekrar teşekkür ederim. Hem bu eser hem de Ece Ayhan hakkında tekrar bir yazı yazmak benimde boynumun borcu oldu.



Bir diğer sansür ise ECE AYHAN ve kitabı YORT SAVUL'a! 
Meçhul Öğrenci Anıtı ve Açık Atlas şiirleri)

 "İçeriğin Anayasa ve kanunlara uygunluğu" açısından inceleyen "uzmanlar", kitabın ikinci ünitesinin sekizinci kısmında "İkinci Yeni Sonrası Toplumcu Şiir (1960-1980)" başlığı altında yer verilen konudaki "Meçhul Öğrenci Anıtı" şiirini "Devletin manevi kişiliğini zedeleyecek ifadeler barındırmaktadır" denilerek çıkarılması önerilmiş. Talim ve Terbiye Kurulu da "Meçhul Öğrenci Anıtı" şiirinin kitaptan çıkarılması gerektiğine ilişkin inceleme raporunu gündemine alarak kurul tarafından "Meçhul Öğrenci Anıtı" şiirinin kitaptan çıkarılması görüşünü benimsedi ve kitaba 5.7 puan vererek "uygun bulunmaması" kararı vermiş.

İşin trajik tarafı ise bu engellemelerin son derece keyfi ve ideolojik olmasının yanı sıra kararların nedenlerinin gerçekçi olmaması. Her edebi eser içinde ironi,metafor ve benzetme içerir ki bu eserin doğasından kaynaklanır. Olaya böyle bakarsak bir çok eserin sansürlenmesi gerekir. Bu da ne kadar demokratik bir eğitim anlayışıdır takdir sizin!


15 Şubat 2014 Cumartesi

PISA 2012 ve TÜRKİYE EĞİTİMİ DÜNYADA NEREDE



Türkiye PISA sonuçları hakkında TÜSİAD notları:

1-Ekonomik ve siyasi şoklar

2-Eğitim tuğla,çimento,okul sayısı demek değildir

3-Türkiye'de öğrenciler kendine güvenmiyor

4-Eğitimde iyi düzeydeki ülkeler öğretmen yetiştirmeye para harcıyor

5-Türkiye'de öğrenci başarısızlığını; "şansızdım,başaramadım" diye açıklıyor

6-İyi öğretmen yetiştirenler ülkeler eğitimde daha başarılı ülkeler

7-Okulların özgürlüğü yok

8-Türkiye'de puanlar artıyor ama Pisa sıralaması değişmiyor

9-Puanlara çok önem veriyoruz.



9 Şubat 2014 Pazar

MEDYA OKURYAZARLIĞININ "M"si olarak MEB


Daha üniversite yıllarında medya okuryazarlığı adlı verimsiz dersin tamamen değişmesi gerektiği ile ilgili bir makale yazmıştım. Hatta iyi de bir sunum yaptığımı hatırlıyorum. Değeri bilindi mi tabi ki bilinmedi! Çokta mühim değil. Zamanla her şeyin yerini bulacağı konusunda şüphem yok. Ama ortaokullarda medya okuryazarlığı dersinin yenilenmesi haberi zaten başlı başına geç kalmış bir haber olmakla birlikte içeriğinin ne olacağını 2014-2015 de göreceğimiz için şüphelerimizin de olmaması içten değil. Çünkü böyle derslerde gerçek şeyler çocuklara anlatılmaz. Zaten bu konuda donanımlı mevcut öğretmen potansiyeli Türkiye'de ne yazık ki yok. Bununla da ilgili şeyleri ve öğrencilik zamanlarında medya okuryazarlığı ile ilgili yazdığım yazıyı "TÜRKİYE'NİN EĞİTİM KAFASI" adlı e-kitap bir nevi e-kolajımdan okuyabilir,faydalanabilirsiniz.

Keşke derslerde siyaset ve medya ilişkisi gibi gerçek şeylerden bahsetseler. Ya da Ak partinin Promoqube isimli sosyal medya ajansı ile çalıştığı 6000 kişilik bir sosyal medya timine sahip olduğu konusunda (medyanın yalancısıyız) dersler işlense. Kaset skandalları ve sosyal medyada ki paylaşımları temel alan her şeyin yanında özel hayata müdahale olarak bir çok şey bu derste işlenebilir. Ama bu içerikler Meb'e konur mu? Tabi ki konmaz.

not:Şu günlerde tarafsız medyadan bahsetmek ne kadar doğru o da ayrı bir tartışma konusu haliyle!

GEÇTE OLSA DEDİĞİM OLDU: SAĞLIK MESLEK LİSESİ FACİASINA KÜÇÜKTE OLSA BİR ÖNLEM



Daha önce yazmış olduğum HORMONLU SAĞLIK MESLEK LİSELERİ-SAĞLIKSIZ EĞİTİME SUS PAYI adlı yazımın doğru olduğunu geçtiğimiz ay içinde  hep beraber gördük. Yazdığım tespitin doğruluğuna sevinmekten ziyade sağlık konusunda mağdur olan insanlara üzülüyorum. Bir çok platformda öğrencilerime ve ailelerine ifade etmeye çalıştığım bu eğitim faciasının önüne küçük bir set çekildi. Olayın özeti de şu :


Bu açıklama son derece yetersiz olmasına rağmen bu konuda daha genişletilmiş bir bilgilendirme umarım kamuoyuna sunulur. Yoksa hemşire ya da doktor yüzünden ölümler bir kader değil bir eğitim sorununun sonuçları olarak hanemize yazılacak gibi görünüyor. Yani olan yine millete olacak gibi görünüyor. Her zaman ki gibi!