Subcribe to our RSS feeds Join Us on Facebook Follow us on Twitter Add to Circles

26 Ekim 2013 Cumartesi

Hormonlu Sağlık Meslek Liseleri - SAĞLIKSIZ EĞİTİME SUS PAYI





Türkiye genelinde devlete bağlı 341 sağlık meslek lisesi varken bu gün özel sağlık meslek liseleri de 200'e  ulaşınca daha bundan 4-5 sene öncesinde bir elin parmak sayısını geçmeyen sağlık meslek liselerinde bir patlama yaşandı. Sebep özellikle ailelerin ve öğrencilerin bir an önce meslek edinmek istemesi yani iş umudunu arttırmak. İnsanların meslek edinme adına okul seçmesi çok yanlış bir seçim yolu değil ama Sağlık Meslek liselerinin sağlıksız büyümesi hayal kırıklığına neden olabilir.

NEDEN Mİ?


  • Özellikle Özel Sağlık Meslek Liselerinde okuyan öğrencilerin temel bilgileri ne yazık ki vahim durumda. Çünkü zaten bu öğrenciler SBS ile iyi puanlar alamayan ve aileleri ya da çevreleri tarafından hiç bir şey olmayacağına sağlık elemanı olsun düşüncesi ile  bu okullara gönderilen çocuklar. 
  • Zaten temel türkçe-matematik-fizik-kimya-biyoloji-tarih-coğrafya bilgileri eksik olan bu çocuklarımız birde sağlık meslek lisesine gidince bu derslerden tamamen uzaklaşıyorlar.

Bunun bir kaç NEDENi var:


Sağlık meslek liselerinin ders programı temel sayısal ve sözel derslere uygun değil. Aşağıda sağlık meslek liselerinin ortak ders programından bir görüntü var. Bu çocuklarımız 9. sınıftan sonra ne matematik ne biyoloji ne tarih ne de coğrafya dersi görüyorlar. Daha doğrusu sınavlara yönelik hiç bir ders görmedikleri gibi zaten temeli olmayan öğrenci tamamen köreliyor. 

Biraz olayı fark eden aileler öğrenciyi dershaneye gönderiyor ama temeli olmayan öğrenci diğer öğrencilerin içinde kaybolup gidiyor. Bilemediklerini soramıyor. Eksiklerini tamamlayamadığı gibi diğer öğrencilerle arasındaki farkı görüp dersten soğuyabiliyor.

 Liseyi bitirse bile tek gireceği yer Özel bir sağlık kuruluşunda sağlık ara elemanı olmak. Özel sağlık kurumları da öğrenciyi kabul ederse! Etmeme ihtimali bundan 3-4 sene sonra epey fazla.


Örnek ders programında ortak derslerin ne kadar yetersiz olduğunu sizde rahatlıkla görüyorsunuz.




 Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu diyor ki :

"Sağlık meslek liseleriyle ilgili bir düzenleme planlıyoruz, yarın son şeklini verditen sonra da torba tasarı içine konabilirse ek madde olarak koyacağız, olmazsa ayrı bir tasarı hazırlayacağız. İki yıl önce 5 yıl uzatılmış. İki yıl önce 5 yıl uzatılırkenki veriler, bize yeni bir 5 yıl uzatma projeksiyonunu vermiş. Çünkü o zaman özel sağlık meslek liselerine başvurular bin 800'lerde. Bu yıl 33 bin-36 bin. Bu seneye 50 bin olacak demektir. MEB'in kamu meslek liselerinde de başvuru anormal artmış. Bu yıl için 70 bin kayıt var. Bu kayıt 2-3 yıl önce 22 bindi. Bizim önümüzdeki yıldan itibaren bir yeni düzenleme, yeni projeksiyonu getirmemiz lazım. O nedenle gerek özel sağlık meslek liselerinden gerekse MEB'e bağlı kamu meslek liselerinden mezun olacak arkadaşlarımıza hemşire, ebe diploması değil yardımcı hemşire, yardımcı ebe veya yardımcı sağlık teknisyeni şeklindeki bir düzenlemenin altyapısını hazırladık. Eğer öğrenci üzerine 4 yıl lisans yapıyorsa hemşire, ebe, sağlık teknisyeni olacak. Yoksa 4 yıl okuyanların yardımcısı olacak. Bunların yapacakları görevleri de tarif edeceğiz. Bunu yönetmeliklerle düzenleyeceğiz.''


Bu da şu demek Türkiye'de 600 civarı sağlık meslek lisesi var ve her geçen gün artıyorsa Sağlık meslek lisesi mezunu öğrenciler daha iyi yerlere gelmek istiyor ve iş sahibi olmak istiyorlarsa işin yolu yine YGS-LYS ve KPSS'den geçiyor. Alternatif bir yol olarak ise DGS'den.

Çünkü 3-5 seneye ortalık sağlık ara elemanından geçilmeyecek. Özel sektör en iyi sağlık elemanını seçmek için çıtayı yükseltecek ya da çok düşük ücretlerle eleman çalıştıracak. 

Daha iyi ve temel derslerde başarılı olan öğrenciler Kpss ile atanacağı gibi lisansı tamamlayarak daha iyi bir yere gelebilecekler. Yoksa işlerin ilerde daha kızışacağı kesin görünüyor.

Gerek Sağlık Bakanlığı gerek Milli Eğitim Bakanlığı sağlık meslek liselerinde ki bu sağlıksız gidişe alternatifler getirmezse ve her önüne gelen özel sağlık meslek lisesi açarsa yolun sonu karanlık.

Bundan fazla değil 10 sene sonra ne SAĞLIK SKANDALLARI ne TRAJİK ZAİYATLAR görmeye hazır olmak gerekir. İş işten geçmeden öğrencilere gereken eğitimin en iyisini vermeliyiz.



17 Ekim 2013 Perşembe

DERSHANE ŞART MI? DERSHANEYE GİTMEDEN BAŞARILI OLMANIN YOLLARI



Bunun çok kolay bir cevabı var ama önce bu soruya bir başka soru ile karşılık vermek gerekir aslında.
Dershaneden ne bekliyorsunuz?
Açıkçası Türkiye'de çoğu aile çocuklarının eğitimine sadece sponsor olarak katkıda bulunuyor. Eğitim sisteminden, derslerden, öğretmenlerden, öğrenci ortamlarından,yeni über nesilden bihaberler. Bu da doğal çünkü herkes ekmeğinin peşinde koşarken birde çocuğunun peşinde koşacak zamanı ve enerjiyi bulamıyor. Sonuçta kazanılan para çocuklarımız için diye düşünüyor aileler ve PARA İLE EĞİTİM SAADETİ olacağını sanıyor! Bu yüzden sürü psikolojisi gereği "herkes dershaneye gönderiyor" bizim Kadriye'lerden ya da Tankut Beylerden ne eksiğimiz var denilerek uygun fiyat ve taksit seçenekleri ile buzdolabı alır gibi dershane bir nevi (en az bir yıllığına) satın alınıyor. Ama unuttukları ve ıskaladıkları bir şey var! Her şeyi satın alabilirsiniz ama "öğrenme ve öğretme şevkini" satın alamazsınız. AİLELER BUNU UNUTUYOR.
www.ankarakafasi.com 

Türkiye'de EĞİTİMi eğitimcilerin dışında herkes yaptığı için ve eğitimcilerimiz sadece çene çaldığı için eğitimde bir arpa boyu yol alamıyoruz. Okullara gidin gözlemleyin,okul ve dershane çıkışlarına gidin ve ortamları izleyin ne demek istediğimi rahatlıkla görebilirsiniz.

ÜLKEMİZDE DÖNER ZİNCİRİ OLAN ADAM DERSHANE İŞİNDE PARA VAR DİYE BU İŞE GİRİYOR. BÖYLE BİR EĞİTİM KAFASI OLAN BİR ÜLKEYİZ.




Bu kadar SOSYAL MESAJ verdikten sonra konumuza dönelim. Dershaneler ne yapar ne yapamaz kısmının en önemli noktası hiç kuşkusuz öğrencinin profilidir. Yani öğrenci ortalamanın üzerinde bir öğrenci ise dershanenin katkısı olabilir ama zaten belli temelleri yok ise dershane sadece iç huzur sağlamak için eğitime para harcama bahaneniz olmaktan öteye geçmez. www.ankarakafasi.com 
Çoğu aile ve öğrenci de dershaneye İÇİNİ RAHATLATMAK İÇİN GİDER VE KAYIT OLUR. 





Ortalamanın altında ki bir öğrencinin iyi bir öğrenciden daha çok çalışması gerektiği için dershanenin hızı her zaman eksik kalacaktır. Bu açıdan dershanelerin çoğu yavaş ve hantaldır. Kendi kafalarına göre takılırlar. Sizin eksiğinize göre hareket etmezler yani. İyi öğrenciler zaten konuları çoktan bitirmiştir ve daha fazla soru tipi görmeye, denemelerde daha fazla net arttırmaya uğraşırlarken siz temelde debelenip durabilirsiniz. 
BU AÇIDAN DERSHANELER ZATEN TEMELİ OLAN VE BAŞARILI ÖĞRENCİLERE HİZMET EDERLER. Çünkü dershaneler derece sınıflarının dışındaki öğrencilerin geleceğini pek önemsemezler. Çünkü dershanenin reklamını yapacak kişiler il ya da Türkiye derecesi yapacak öğrencilerdir. Siz ise yolun başında, kazanma ihtimali pek olmayan öğrencilersiniz pek umurlarında değilsiniz demektir. Umurlarında oldukları tek nokta taksitleri ödemenizdir.  www.ankarakafasi.com 



Özellikle son senelerde fahiş fiyatlı butik dershaneler ve özel okullar kendilerince eğitime yeni yeni modeller getirdiler. ASLINDA bunların hepsi kandırmacadan başka bir şey değildi. Hafıza yöntemleri ile matematik ve tarih anlatan dershanelerden tutun akıllı tahta ve tablet ile bu işin olacağını sanan çakal yatırımcılar aslında ezber eğitimin sınırlarını fazlası ile zorladılar. Örnek vermek gerekirse bu video yu izleyebilirsiniz :




Hayatımda bu kadar kötü tarih anlatan bir hoca görmedim desem yeridir. Buna benzer matematik ve diğer derslerin hocaları da mevcut. Hepsi fason!!! Eğitimi eğlenceli hale getirmek gerekir ama eğitim olaylar ve tarihler ezberlemeye odaklanma işi değildir. Ya da görsel şekilde bir sunum öğrenmek için yeterli bir öğretim tekniği değildir. Çünkü her öğrenci farklı algı biçimine sahiptir. Diyelim ki öğrenciye tarihte bir bölümü böyle anlattın ve ezberlemesini sağladın sonrası ne olacak???
Olaylar ve durumlar arasında nasıl ilişki kurmasını sağlayacaksın? Sınav soruları zaten konuyu bilmeni değil konular arasında ilişki kurabilme üzerine kurulu bir yapıda iken bu tamamen insanları kandırmaktan başka bir şey değil bence. Ki bu örnek işini iyi yaptığını söyleyen Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birinden mezun olmuş öğretmen kadrosu olan bir dershane! Gerisini varın siz düşünün.Çöpe atılan paralar, çöpe giden yıllar cabası!

ÖĞRENMEK HER ŞEYDEN ÖNCE MERAK ETME İLGİSİ İLE ALAKALIDIR. 

Öğrenci ülkemizde güneyde ve kuzeyde dağların neden denize paralel olduğunu merak etmeli. Ya da matematikte her hangi bir soru onu uykudan uyandırabilecek bir araştırma,bulma şevki oluşturmalı. Bunu başarabilen bir dershane henüz görmedim.

www.ankarakafasi.com 

Ders çalışmayı bir zorunluluk değil bir alışkanlık bir sevda olarak görebilmeli. Ve en önemlisi bunu sadece sınavlar için yapmamalı. Hayatın ta kendisi için yapmalı. Analiz etme ve öğrenilen bilgilerden yeni bilgiler üretebilme yetimiz gün geçtikçe azalıyor. DERSHANELERİN VE SINAV SİSTEMİNİN ASLINDA PEK İŞE YARAMADIĞININ BİR DİĞER KANITI AŞAĞIDAKİ VİDEOLAR. OKULLARIMIZIN DURUMU İÇLER ACISI. BUNU BİR ÖĞRETMEN OLARAK SÖYLÜYORUM.

 bir sonraki yazım: DERSHANEYE GİTMEDEN BAŞARILI OLMANIN YOLLARI






 











15 Ekim 2013 Salı

ÇOCUĞUNUZU (YA DA KENDİNİZİ) KURBAN ETMEYİN! : BAYRAM NASİHATLERİ




  • Ülkemizde sürekli bir bayram havası var maşallah.Sanki gece gündüz çalışıp bir şeyler üretiyormuş gibi bayramı hak ettiğimize kendimizi fazla inandırmışız sanırım. Bu işte kötü bir durum.
  • İyi tarafı bayramlar ve böyle uzun süreli tatiller bizim planlarımızı kontrol etmemiz için önemli dönemeçler. Bu vakitleri iyi değerlendirmek gerek.
  • Her anne,baba ya da sınava çalışan kişi genelde masanın başında saatlerce oturunca başarılı bir ders çalışma performansı sergilediği yanılgısına kapılır. Masa başında uzun saatler oturmak sadece sabır ve irade işidir. "Kaliteli çalışma" sistematik olmayı gerektirir.
  • Bu açıdan günde "2" saat çalışın ama bu çalışma sizi diğer güne yeni bir bilgi ile taşısın. Yeni bir şey öğrenmiyorsanız bir yerlerde bir sorun var demektir. Aynı yerde tur atıyorsunuz demektir.
  • Yeni bir şey öğrenmemek var olan bilgilerinde sığlaşmasına sebep olur. En iyi dersi matematik olan bir kişinin sürekli matematik testi çözmesi aslında onu köreltir. Çünkü artık kanıksadığı yollardan gidiyordur ve bu bir tür ezberdir.
  • Farklı dersleri ve eksiklerinizi sevmek için yollar deneyin. Tarih sevmiyorsanız tarihi savaş filmleri izleyin, diziler izleyin. Sonra o döneme kitaptan çalışın. Siz o filmi ya da diziyi çeken yönetmen olsaydınız hangi sahneler eklerdiniz diye düşünün. Coğrafya için belgesel ve benzeri şeyleri izleyebilir yorumlar yapabilirsiniz. Bunları sadece ders için değil bilgiyi hayata geçirebilmek ve "yeni bir şey öğrenmenin keyfine varmak" için deneyin.
  • Günde 1 saat kitap okursanız belki "Victor Hugo" olmazsınız ama çok büyük bir şeyi başarırsınız. Okumak öğrenmenin direncini arttırır. Okuma yetisi gelişmemiş insanlar çalışmaktan haz almazlar. Asıl başarısız sınav sonuçlarının temelinde biraz da bu yatar.
  • Mesela KPSS'ye ya da YGS'ye hazırlanan bir öğrencisiniz. Önemli olan eksiğinizi bulmanızdır. Yeni şeyler öğrenmek başlangıçta bilgisizlikten dolayı insana zor gelir. Ama çok fazla ve hızlı yükseliş sağlar bunu unutmayın.
  • Bayramda kavurmanın dibine vurmayın. Dengeli beslenmeyi elden bırakmayın. Aldığınız proteinlerin hakkını verin.
  • Ve bol bol şükür edin. He şey için , her an için...
  • Hepinize hayırlı bayramlar...


1 Ekim 2013 Salı

SINAVLARA HAZIRLANAN ÖĞRENCİLERE VE SAĞLIKLI YAŞAMAK İSTEYEN HERKESE BESLENME PROGRAMI: BÖLÜM 1 - KAHVALTI





Günlük protein miktarınız kilonuz ne ise en az o kadar olsun. (Mesela 70 kg iseniz 70 gr protein alın.Örneğin bir yumurtada 6 gr protein var, 160 gr ton balığında ortalama 40 gr protein vardır) 

Çünkü Kahvaltıda Protein alımına dikkat etmek şart!

Yumurta ( A sınıfı büyük yumurta alın.Bu da 6 gr protein demektir.Sarısında B vitamini vardır ayrıca) farklı şekillerde günlük tüketmeye bakın. (kıymalı yumurta protein oranı olarak yüksektir ama ben yeşil biber,maydanoz,mantar ve baharatlı şeklini daha çok seviyorum)


Isıl işlem görmüş maddeleri tüketmeyin. ( Sucuk,sosis,salam gibi şeylerden uzak durun) 2 haftada bir canınız çok çekerse kaliteli firmaların ürünlerinden tadımlık yiyebilirsiniz.


Ekmek olarak beyaz ekmek yememeye dikkat edin. Kepek ya da Çavdar ekmeği yiyebilirsiniz.

Çay içiyorsanız şekersiz için. Kahvaltıda taze meyve suyu ya da meyve de tüketebilirsiniz bir miktar.

Günlük en az 2 lt su için. ( Bol idrara çıkmayı sorun olarak görmeyin.Arınmak iyidir.)(En önemli içeceğin su olduğunu unutmayın) Ve mümkünse güne başlarken bir bardak suyun içine bir damla elma sirkesi koyup için.Kanı temizler.

Protein oranı yüksek olan (süzme peynir gibi) peynirlerden yeyin. Peynir seçimine dikkat edin. Peynirin üzerine çörek otu atın bir miktar öyle tüketin.

Kahvaltılarda en az 2 ceviz yerseniz ( Kaman cevizi mesela süperdir ve bitkisel omega-3 açısından hafıza koruyucu özelliğe sahiptir) 

Tuzsuz zeytin yiyebilirsiniz (zeytin yağı ve kekik içinde bekletilmiş olursa süper olur) ama TUZdan uzak durun. Çünkü tuz neredeyse her şeyde var. Fazladan almaya gerek yok.


Mevsim yeşillikleri ve sebzelerini kahvaltıda tüketebilirsiniz. Maydanoz,nane,semizotu,tere,roka,reyhan,ısırgan otu,marul,yeşil biber,rendelenmiş havuç ve kahvaltıların olmazsa olmazı domates,salatalık tüketmekte fayda var. Bir miktar sirke ile ( elma sirkesi) kanı temizlemiş olursunuz. Keten tohumu da koyarsanız ( bir tatlı kaşığı keten tohumu omega-3 açısından zengindir ve yeterlidir)

Daha ekleyecek çok şey var ama şimdilik aklıma gelen bunlar. Mümkün olduğunca kolay bulabileceğiniz şeyler yazmaya çalıştım. Sonuçta Vedat Milor olmamıza gerek yok. Sağlıklı ve aktif bir yaşam ( bir sınav süreci) için olması gereken şeyler bunlar. Umarım faydalı olur. Sizde yorumlarınızla kahvaltıma eşlik edebilirsiniz.
 ÖĞLE YEMEĞİ BÖLÜMÜNDE GÖRÜŞMEK ÜZERE... 

not: Kuzenim ( Deyzemin evladı yani:) ile muhabbetimiz sonucunda ortaya çıkan bir yazı dizisi olacak bu beslenme programı ve sağlıklı sınav önerileri. Ozan'a buradan special thanks to...