Subcribe to our RSS feeds Join Us on Facebook Follow us on Twitter Add to Circles

1 Şubat 2014 Cumartesi

John Lennox-God of the Gaps


John Lennox Oxford üniversitesinde matematik profesörü. Burada paylaşmamın sebebi Richard dawkins ve Christopher hitchens ile yapmış olduğu zihin teolojik tartışmalardan ziyade bunu bilimsel ve zihin açıcı bir yolla dile getiriyor olması. Demek istediğim aslında şu: "İnsanlar neye inanırsa inansın(ya da inanmasın) inandığı şeyin ne olduğunu anlamlandırma çabasında gösterdiği hüner bilimselliğinin de göstergesidir" demek istiyorum.

Kısacası sevimli amcamız ya da dedemiz diye seveceğimiz John Lennox "God of the Gaps/Boşlukların Tanrısı" ile zihinlere bir parmak bal çalıyor.Son derece zihin açıcı konuşmalar yapıyor. En başta dediğim gibi olaya VARLIK/YOKLUK penceresinden bakmıyorum ben. Bir tür Atarlı Ergen çekişmesi olarak algılanmaması gereken son derece felsefi temelli ve bilimsel bu bakış açısı kendi içinde zeka parıltıları sunuyor. Benim gibi eğitmen ve öğretmenlere de böyle zeki insanlarla diğer insanları tanıştırmak düşüyor. Tabi henüz tanışmadıysanız!


22 Ocak 2014 Çarşamba

EĞİTİM POLİTİKASI OLMAYAN BİR ÜLKE OLARAK:TÜRKİYE


Resimde'ki sorunun cevabı "FEN EDEBİYAT  FAKÜLTESİNİ SEÇMELERİ" denilebilir. Asıl sorun şudur 


BİLİM ADAMI YETİŞTİRMESİ GEREKEN BÖLÜM NE YAZIK Kİ ÖĞRETMEN OLMAK İÇİN CAN ATACAK DURUMA GETİRİLMİŞTİR.

BU

VEREMİ GÖSTERİP SITMAYA RAZI ETMEK DEĞİLDİR DE NEDİR?

Çünkü Ülkenin Başbakanı bile "ATANAMAYAN ÖĞRETMEN ÖĞRETMEN DEĞİLDİR" diyerek eğitim-öğretimi bence saçma bir sınava indirgemiştir. Daha bir kaç gün önce (sanırım 18.01.2014) seçim için sadaka dağıtırmışcasına ya da yeniçerisine cülus bahşişi verirmişçesine eliyle 10 yapıyor. 10 bin atama yine iyisiniz diyerek gülümsüyor.

İŞTE BU DA ÖLÜMÜ GÖSTERİP VEREME RAZI ETMEK DEĞİLDİR DE NEDİR?

OY ALABİLMEK İÇİN YAPILAN SİYASİ HAMLELERİN EĞİTİM STRATEJİSİ İLE NE İLİŞKİSİ OLABİLİR?



BU DÜPEDÜZ AYMAZLIKTIR. 

 Türkiye'de en sorunlu şeyin EĞİTİM olmasına karşın en fazla görmezden gelinen temel gereksinim yine eğitimdir. Bunun sebeplerine kısaca göz atalım:

1-Öğretmenlik alt-orta sosyo-ekonomik sınıfın mesleği olarak görülme algısı
2- Öğretmenlik yetisi olmayan bireylerin meslek edinme güdüsüyle eğitim fakültesini seçmeleri
3- İnsanların "HİÇ YOKTAN ÖĞRETMEN OLSA BARİ" algısı
4- Öğretmenlik eğitimi veren ÜNİVERSİTELERİN bunu becerememesi
5- Eğitim fakültelerinde ki akademik kadroların "BEŞİK ULEMALIĞI" ile elde edilmesi
6- Akademisyen yetiştirmenin bile trajediye döndüğü ülkede ( ÖYP örneği ) öğretmen yetiştirme konusunda bir stratejimizin bulunmaması
7- Eğitim fakülteleri dışında öğretmen olma yetkisi verilen bölümlerin siyasi bir ranta dönüşmesi
8- YÖK'ün işlevsizliği
9- MEB'in kendine bile faydasının olmaması
10- Öğretmenliğin bilimsellikten uzak olduğu gibi psikoloji bilminin nimetlerinden faydalanmayan yapısı ve bir gönül işi, manevi bir sanat olduğunun görmezden gelinmesi.
11- Öğretmen seçme işinin (KPSS) bir muammaya dönüşmesi ve zor bir süreçten geçen öğretmen adaylarının kpss'den sonra fazla rehavete girmeleri. DEVLETE NE DE OLSA GİRDİM ARTIK SENDROMU!

DAHA DA SIRALANABİLİR


KISACASI öğretmen adayını üniversiteye alınmasından tutun da öğretmen olarak seçilmeye dek son derece sıradan ölçütlerle ilerleyen bu zincirleme eğitim kazalarına her gün yeni birisi ekleniyor.


MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI 1739 sayılı KANUNU öğretmen için sadece ne diyor ona bakalım. KIRMIZI İLE İŞARETLENMİŞ 
  


İşte öğretmen sadece bu kıstaslarla öğretmen olmak zorunda olduğu için öğretmenlik  genel anlamda Memurluk "BANKAMATİK MEMURLUĞU" na dönmüştür.

Fen edebiyat mezunları ise bu trajikomik tabloda sadece kenar süsü olarak kalacağa benziyor.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Pedagojik_formasyon

http://personel.meb.gov.tr/daireler/mevzuat/mevzuatlar/milli_egitim_temel_kanunu_1739.pdf

6 Aralık 2013 Cuma

YENİ YAZILAR İÇİN GERİ SAYIM: ÇOK AZ KALDI!!!


Zihin atölyemizin ve çalışmalarımızın yoğunluğu nedeniyle yazı yazmaya vakit bulamıyordum. Ama artık vakit geldi. Muhteşem yazılar ve paylaşımlarla bir kaç güne karşınızdayım. Kendinize çok iyi bakın.

27 Kasım 2013 Çarşamba

YARIN YENİ SBS VAR: BENDEN SİZE HEDİYE: YARIN ÇIKMASI OLASI MATEMATİK SORULARI


Yarın yani 28.11.2013 tarihinde 8. Sınıflara Matematik,Türkçe ve Din kültürü ortak sınavları yapılacak. Siz öğrencilerime ve takipçilerime faydalı olması açısından 20 soruluk bir matematik denemesi derledim.Bu açıdan deneme soruları çıkması olası sorulardan hazırlanmıştır. 20 soruya 40 dakika süre vererek optik form ile çözmenizi tavsiye ediyorum. 
Yarın ki sınavda herkese başarılar...


MATEMATİK DENEMESİNİ İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN

*CEVAPLAR YORUMLARIN İÇİNDEDİR.

25 Kasım 2013 Pazartesi

ACUN TELEVİZYON PROGRAMI YERİNE DERS PROGRAMI HAZIRLASA NASIL OLURDU


Yazıyı A, B ve C olmak üzere üç kısım olarak ele aldım. İsteyenler sadece B ve C ya da sadece C kısmını okuyarak istedikleri bilgilere ulaşabilirler.

Daha önce yazdığım 
 İLE İLGİLİ BİR YAZIDIR. TÜM ÖĞRENCİLERE VE PROGRAM HAZIRLAYANLARA FAYDALI ÖNERİLER BARINDIRIR.

A)    

Amerikalıların yapmış olduğu bir araştırmada 1 sene boyunca yarışma programı ya da dizi izlettirilen birinin düşünebilme melekeleri en az düzeye düşüyormuş. Zaten ülkemizin eğlence ve eğitim anlayışının büyük bir kısmını televizyon kapladığı için aptallaşmamız için yeterli ortam mevcut. 
 Beynimize yapılan bu saldırının temelinde çocuklar ve gençler var. Çünkü ekonomiyi onlar şekillendiriyor. Bunun gerekçesi üç başlıkta şöyle açıklanabilir:
(1)    Çocukların kendi harcamaları, (2) Ailelerinin harcama kararlarını etkilemeleri ve
(3) Geleceğin tüketicileri olmaları için tasarlanan reklam kampanyalarına açık olmaları
Daha ne olsun! Gün geçtikçe derslere ilgileri zayıflayan, ders çalışma şevkleri ve dünyayı algılama biçimleri yok edilen ya da bilinçli bir şekilde şekillendirilen, sosyal ilişkileri ve aile bağları birer birer kopan nesillerimiz!
Ülkemizde buna vesile olan insanlardan biri de Acun Efendi! ÖYLE BİR ÜLKE DÜŞÜNÜN Kİ  yetenek adı altında binlerce rezillik görsel bir şölen gibi zihnimizde sessiz darbelere sebep olsun. Bundan birkaç sene önce ki “YETENEKSİZSİNİZ” in Türkiye birincisi bir “KÖPEK” idi. ŞAKA GİBİ DEĞİL Mİ? Ülkedeki köpeklerin insanlardan daha yetenekli olduğunu mu buradan çıkarmamız gerek. Sadece buradan bile birçok ders çıkarmak gerek. Diğer aptal dizilerden ve gülerek izlediğimiz acınası yarışma programlarından bahsetmeyeceğim.
B)      

BU GÜN BU YAZIDA BAHSETMEK İSTEDİĞİM ASLINDA BÖYLE APTAL DİZİ VE PROGRAMLARIN BİLE FAYDALI YÖNLERİNİ KEŞFEDEBİLİRİZ.
NASIL MI?
Mesela Acun’un televizyon programlarının ortak noktalarına birlikte göz atalım.
·         SON DERECE BASİT, KOLAY VE GENELE UYGUN
·         TEMEL İHTİYAÇLARA YÖNELİK
·         EĞLENCELİ!
·         BOL REKLAMLI
·         VE ÖDÜLLÜ
 Şimdi bu ortak noktaların bize ne faydası olacağından biraz bahsedeyim. Eğer Acun televizyon programı yerine ders programı hazırlıyor olsaydı  ve bu ortak noktalara sahip olsaydı DERSLERİNE İYİ ÇALIŞIR-DÜNYAYI DAHA İYİ ALGILAR VE DÜNYAYA FAYDALI BİRİ OLURDU. Bunu o yapamamış olabilir ama biz yapabiliriz pek tabi!


C)      


DERS PROGRAMI YAPMAYA BAŞLARKEN:
·         Basit ve genel olsun: Günde 3 saat çalışacağım deyin mesela ve sadece genel olarak nelere çalışacağınızı kararlaştırın. İlk aşamada kapsamlı ve detaylı ders programı hazırlamak size fayda sağlamaz. Futbolcuların maça çıkmadan önce ısındıkları gibi bizimde “ ZİHİN EGZERSİZLERİ” yapmamız için basit, genel ve kolay şeyler planlamalıyız. Kısacası zorlaştırmayın, kolaylaştırın.
·         Temel İhtiyaçlara Yönelik program yapın: İhtiyaçlarınız hangi dersten ise ona öncelik verin. Ve bir şekilde eksik derslerinizden başlamaya az az başlayın. “DERS SOĞUKLUĞU” diye adlandırdığım şey sürekli bilmediğiniz ve çalışmaktan keyif almadığınız derslerden sizi uzaklaştıran histir. Hiç yapamıyorsanız sevdiğiniz dersten biraz yapıp sonra sevmediğiniz ve bilmediğiniz derslere ilgiyi yönlendirmektir.
·         Eğlenceli program hazırlayın: Eğlence anlayışınız ne ise ona uygun size keyif veren bir şekilde derslerinizi düzenleyin. DERS ÇALIŞMAKTAN ÖLEN YA DA BAŞINA KÖTÜ BİR ŞEY GELEN BİRİSİ DÜNYADA YOKTUR. Dersi sadece ders olarak değil hayatın içinde ki bir şey olarak görmeye çalışın. Mesela Fizikte “Işığın  yansıması ve kırılması” ile ilgili bir şey okurken “SODA ŞİŞELERİNİN NEDEN YEŞİL RENKTE OLDUĞUNU DÜŞÜNÜN” .  Sizce bu tesadüf mü? Size herkes yalan söylemiş. Aslında ders çalışmak istenince çok zevkli bir şey. Çalıştığınız konulardan bir tiyatro oyunu hazırlayıp hiç evdekilere oynadınız mı? Sınırlarınızı zorlayın ve ilginç şeyler bulun.
·         Bol reklamlı programlar size para kazandırmaz ama fikir kazandırır: Ders programı yaparken sizin reklam olarak algılayacağınız şey “ARA” sanırım. Oysa dinlenme zamanlarımızı bile bir “Tekrar Tekeri” ne çevirebiliriz. Ders aralarında post itlere ( yapışkan renkli kağıtlara) konu ile ilgili sorular yazıp birden ders arasında karşınıza çıkmasını ve reklam görevi görmesini sağlayın. Reklamlar sizi şaşırtsın ve sorgulamanızı sağlasın. İyi sorular bu görevi yapmaz mı zaten?
·         Ödül EMEK VEREN Öğrencinin HAKKIDIR: Kendinizi birinin ödüllendirmesini beklemeyin. Çalışmalarınız ile beyniniz, zihniniz size en güzel ödülü verecektir. Ama güzel bir sinema filmi, kaliteli ve eğitici bir dizi, gitmeye vakit bulamadığınız bir tiyatro ya da konser gibi iyi bir ödül olsa hiçte fena olmaz hani:) Bunun dışında bazen annenizin yaptığı akşam yemeği, babanızın size dediği “AFERİN” ya da insanların başarınıza karşı hayran bakışları zaten size yeterince tatmin edici bir ödül olacaktır. 
ŞİMDİDEN BAŞARILAR DİLİYORUM.


Bir sonra ki yazı: LADY GAGA VE MATEMATİK ARASINDA Kİ BENZERLİKLER


15 Kasım 2013 Cuma

ANKARA KAFASI ZİHİN ATÖLYEMİZE BEKLERİZ





2013-2014 ORTAK SINAVLARDA (8. SINIFLAR) BİLMENİZ GEREKENLER ( YENİ SBS HAKKINDA)









ortak sınavlarda farklı öğretmenler öğrencilerin başında duracak.

sınav günü ders olmayacak.

sınav için ücret yatırılmayacak.

özel haller dışında herkes kendi okulunda sınavına girecek.

geç kalan öğrenci sınava girebilecek ama ek süre verilmeyecek.

öğrenciler sınav tamamlanmadan sınıftan çıkmayacak.
Yanlış doğruyu götürmeyecek. Yani boş bırakmamaya çalışın.