Bir çocuk adam bir çocuk kadın! İki ilginç dünya figürü! 17 yaşında iken eğitsel bir devrimi işaret edebilme bilinci nasıl ortaya çıkabilir? Bu bireysel mi yoksa organize bir bilincin ürünü müdür? Dünya EĞİTİM ve DEVRİM kelimelerini sıklıkla kullanırken bizde niye hala tık yok? 17 yaşındaki Pakistanlı eğitim eylemcisi Malala Yusufzay ve yaşdaşı Joshua Wong ise Şemsiye Devriminin öncüsü. Türkiye'de ki çocuklardan farkları,yaptıkları ve 16 aralık 2014 Peşaver okul katliamı hakkında detaylı bir yazıyı Cuma'ya burada olacak.
Bizim ülkemizde yaşamak her baba yiğidin harcı değildir
arkadaş! Kalbin saat gibi , sinirlerin çelik gibi , zihnin her daim uyanık
olacak yoksa işin yaş! Eğer benim yeni kurulan bir tekstil firmam olsaydı ve
bunun tanıtımını yapacak olsaydım tanıtım yapmak için 1650 km'ye 650 km uzunluğunda bir
"MAŞALLAH" yazısı yazdırırdım. Ülkemizin şanına "Milli
İrade" ye yaraşacak cinste Bursa işi (ama İtalyan sever bizimkiler bilirim)
bir kumaştan cümle aleme ibretlik bir oha dedirteceksin. Ülkemizin gündemi
sünnetlik bir çocuğun bir gününden farklı mı geçiyor sanki? Biri bir şeyi kesiyor,biri
bir şeyi dikiyor derken olay aşçı bahçıvanı bahçıvan şoförü şoför uşağı sonra
hepsi uşağı şeklinde ilerliyor. Burada uşak genelde halk oluyor ama şükür edip
yolumuza devam ediyoruz. Bu yüzden sürekli
değişen ama hiç gelişmeyen bir gündem içinde yuvalanıp gidiyoruz. Yuvarlansak
yine iyi! Bildiğin bodoslama dalıyoruz. O yüzden görünmez duvarlara çarpa çarpa
nasır tutan beyinlere dönüşüveriyoruz.
Mesela eğitim o görünmez duvarlardan biri bizim için. 5 sene 10 sene fark etmezsin ama bir nesil ziyan edilince o görünmez duvarların , o heybetli genç kuşağın içinde bir patlar sonra yandım anam türküsü söyleyiverirsin tabi. Ara eleman açığını kapatamaz, PİSA'da sonlarda olmaya doyamaz, hiç bir şey üretmediği gibi fazlasıyla tüketen bir nesli yasaklarla ya da ek vergilerle durdurmaya çalışırsın. Türk genci durur mu durmaz mı bilemem ama belli noktalarda hep aynı yerde durduğunu apaçık bir gerçek artık. Daha iyi bir eğitim için bir çabası, bir isteği ya da bir beklentisi kalmamış. Öğrenilmiş çaresizliklerden çaresizlik beğenmişte sanki onu kimse duymamış!
Mesela eğitim o görünmez duvarlardan biri bizim için. 5 sene 10 sene fark etmezsin ama bir nesil ziyan edilince o görünmez duvarların , o heybetli genç kuşağın içinde bir patlar sonra yandım anam türküsü söyleyiverirsin tabi. Ara eleman açığını kapatamaz, PİSA'da sonlarda olmaya doyamaz, hiç bir şey üretmediği gibi fazlasıyla tüketen bir nesli yasaklarla ya da ek vergilerle durdurmaya çalışırsın. Türk genci durur mu durmaz mı bilemem ama belli noktalarda hep aynı yerde durduğunu apaçık bir gerçek artık. Daha iyi bir eğitim için bir çabası, bir isteği ya da bir beklentisi kalmamış. Öğrenilmiş çaresizliklerden çaresizlik beğenmişte sanki onu kimse duymamış!
Bizim gençliğimizin büyük bir çoğunluğu eğitim adına
tepkisizliklerini bile ortaya koymaktan
çekinirken 96 doğumlu Joshua Wong, Hong Kong'da eğitim sorunlarına dikkat
çekebiliyor. Ya da Pakistanlı 97 doğumlu Malala Yousafzai adlı bir genç kız,kızların
eğitimi için kampanya başlatabiliyor. Bizde böyle çok güzel hareketler görme
ihtimaliniz pek yok. Keza Joshua Wong
"anti-milliyetçi" eğitim ve demokrasi söylemi yüzünden
tutuklanabiliyor. Malala Yousafzai ise yaptıklarının karşılığında Taliban
tarafından 14 yaşında kafasından vurulabiliyor. Her ne olursa olsun bu iki genç
hala hayatta ve daha eşit bir toplum hayaline destek veriyorlar.
Bu kadar şey yeterken bile 2014'te Nobel Barış ödülüne hak
kazanan Malala ve Time dergisinde 2014 için yılın adamı seçilen Joshua
aldıkları ödüllerden bağımsız olarak bir şeyi işaret ediyor. Daha eşit ve özgür
eğitim herkes içindir. Yok efendim Malala'nın Nobel konuşmasını CİA hazırlamış
yok efendim Joshua zaten ABD maşasıymış geyikleri gerçek bile olsa bu onların
işaret ettikleri şeyin yani eğitimin herkes için eşit olması gerekliliğinin
doğruluğunu değiştirmez. Bu yüzden bende ülkemizden böyle parlak gençler çıksın
isterim. Ama bizde ders boş geçti diye sevinen öğrencilerden tutunda(ki burada
yapması gereken o boş dersin hesabını ilgili kişilere sormasıdır), eğitimi
boşluk doldurmaca aktivitesi olarak gören optik beyinli eğitimcilere kadar bir
çok aşılması gereken dandik realite var ne yazık ki.
Eğer bir gün yok "Osmanlıca" yok "U düzeni"
yok "karma sınıf" yok bilemem ne diye bizi gerçek eğitim gündeminden
saptıran şeylerden sıyrılırsak o zaman eğitimimizin yetersiz ve vasıfsız
olduğunu daha iyi anlayabileceğiz. Bunun için daha çok okumaya, daha çok
çalışmaya ve daha çok düşünmeye ihtiyacımız var. Bizden de bir gün birileri
çıkar. Darısı başımıza.
Hiç yorum yok:
YAZ YORUMU AL CEVABI
Yazılarımın ve Çalışmalarımın ancak SİZİN YORUMLARINIZLA daha iyi hale gelebileceğini unutmayın! Yorumlarınızı anlaşılır bir dille,herkese faydalı olabilecek içerikle,klişe ve tekrar ifadelerden arındırılmış bir biçimde yazdığınız için TEŞEKKÜR EDERİM.