Subcribe to our RSS feeds Join Us on Facebook Follow us on Twitter Add to Circles

26 Aralık 2014 Cuma

ÖYP için YENİ YIL AYARI: ÖYP'de SON DEĞİŞİKLİKLER




Malum akademisyen olmak için ÖYP gibi bir akademisyen yetiştirme sistemimiz var. Bunun içinde öncelikle:

  1. Yüksek bir ALES puanı ( en düşük bölüm için bile 70 gerek)
  2. Yüksek bir ortalama ( 4 üzerinden en az 3 olması gerek)
  3. Ve yabancı dil puanı ( en az 65 puanınız varsa bir daha uğraşmazsınız YDS ile)



Geçen hafta yani 20 Aralık 2014  Tarihin Arka Odası programında Erhan Afyoncu ÖYP ile alımın saçmalığından bahsedince ve üstüne böyle bir değişiklik gelince açıkçası biraz şaşırdım. Bunu da ilk yazan olduğumu kayıt altına alalım:) 

DEĞİŞİKLİK NE Mİ?

İlgili madde aynen şöyle: 

MADDE 5- (1) ÖYP kapsamında araştırma görevlisi olarak atanmak üzere başvuran her bir aday için ya da program gereğince bir ÖYP yükseköğretim kurumuna lisansüstü eğitim-öğretim görmek amacıyla başvuran her bir ÖYP araştırma görevlisi için bir ÖYP puanı hesaplanır.

(2) ÖYP puanının hesaplanmasında lisans not ortalamasının 
% 35'i, Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitim Giriş Sınavı (ALES) puanın % 50'si ve varsa yabancı dil sınavı puanın % 15'i dikkate alınır. (Değişiklik 25.12.2014 tarihli Genel Kurul Kararı ile yapılmıştır.) 

Bu puan en son girilen ALES ve yabancı dil sınav sonuçlarına göre güncellenebilir. Adayların mezun oldukları alanlardaki başvurularında söz konusu puanlar arasında 10 puana kadar yüzdelik oranlarını artırmaya veya eksiltmeye ve ÖYP puanını % 10'a kadar artırmaya YÖK Yürütme Kurulu yetkilidir.
(3) Yürütme Kurulu, programın nesnel, etkin, verimli ve dengeli bir biçimde yürütülebilmesi için gerekli tedbirleri alır.



not: İlgili tarih programında 1. Dünya savaşının 100. yıl dönümü dolayısıyla epey bilgi verildi. Bu konuda ilgili olanlar Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran kitaplarına göz atılabilir.

Okumak istersen 


16 Aralık 2014 Salı

EĞİTİM ve DEVRİM


Bir çocuk adam bir çocuk kadın! İki ilginç dünya figürü! 17 yaşında iken eğitsel bir devrimi işaret edebilme bilinci nasıl ortaya çıkabilir? Bu bireysel mi yoksa organize bir bilincin ürünü müdür? Dünya EĞİTİM ve DEVRİM kelimelerini sıklıkla kullanırken bizde niye  hala tık yok? 17 yaşındaki Pakistanlı eğitim eylemcisi Malala Yusufzay ve yaşdaşı Joshua Wong ise Şemsiye Devriminin öncüsü. Türkiye'de ki çocuklardan farkları,yaptıkları ve 16 aralık 2014 Peşaver okul katliamı hakkında detaylı bir yazıyı Cuma'ya burada olacak.

Bizim ülkemizde yaşamak her baba yiğidin harcı değildir arkadaş! Kalbin saat gibi , sinirlerin çelik gibi , zihnin her daim uyanık olacak yoksa işin yaş! Eğer benim yeni kurulan bir tekstil firmam olsaydı ve bunun tanıtımını yapacak olsaydım tanıtım yapmak için 1650  km'ye 650 km uzunluğunda bir "MAŞALLAH" yazısı yazdırırdım. Ülkemizin şanına "Milli İrade" ye yaraşacak cinste Bursa işi (ama İtalyan sever bizimkiler bilirim) bir kumaştan cümle aleme ibretlik bir oha dedirteceksin. Ülkemizin gündemi sünnetlik bir çocuğun bir gününden farklı mı geçiyor sanki? Biri bir şeyi kesiyor,biri bir şeyi dikiyor derken olay aşçı bahçıvanı bahçıvan şoförü şoför uşağı sonra hepsi uşağı şeklinde ilerliyor. Burada uşak genelde halk oluyor ama şükür edip yolumuza devam ediyoruz.  Bu yüzden sürekli değişen ama hiç gelişmeyen bir gündem içinde yuvalanıp gidiyoruz. Yuvarlansak yine iyi! Bildiğin bodoslama dalıyoruz. O yüzden görünmez duvarlara çarpa çarpa nasır tutan beyinlere dönüşüveriyoruz.

 Mesela eğitim o görünmez duvarlardan biri bizim için. 5 sene 10 sene fark etmezsin ama bir nesil ziyan edilince o görünmez duvarların , o heybetli genç kuşağın içinde bir patlar sonra yandım anam türküsü söyleyiverirsin  tabi. Ara eleman açığını kapatamaz, PİSA'da sonlarda  olmaya doyamaz, hiç bir şey üretmediği gibi fazlasıyla tüketen bir nesli yasaklarla ya da ek vergilerle durdurmaya çalışırsın. Türk genci durur mu durmaz mı bilemem ama belli noktalarda hep aynı yerde durduğunu apaçık bir gerçek artık. Daha iyi bir eğitim için bir çabası, bir isteği ya da bir beklentisi kalmamış. Öğrenilmiş çaresizliklerden çaresizlik beğenmişte sanki onu kimse duymamış!


Bizim gençliğimizin büyük bir çoğunluğu eğitim adına tepkisizliklerini  bile ortaya koymaktan çekinirken 96 doğumlu Joshua Wong, Hong Kong'da eğitim sorunlarına dikkat çekebiliyor.  Ya da Pakistanlı  97 doğumlu Malala Yousafzai adlı bir genç kız,kızların eğitimi için kampanya başlatabiliyor. Bizde böyle çok güzel hareketler görme ihtimaliniz pek yok. Keza  Joshua Wong "anti-milliyetçi" eğitim ve demokrasi söylemi yüzünden tutuklanabiliyor. Malala Yousafzai ise yaptıklarının karşılığında Taliban tarafından 14 yaşında kafasından vurulabiliyor. Her ne olursa olsun bu iki genç hala hayatta ve daha eşit bir toplum hayaline destek veriyorlar.
Bu kadar şey yeterken bile 2014'te Nobel Barış ödülüne hak kazanan Malala ve Time dergisinde 2014 için yılın adamı seçilen Joshua aldıkları ödüllerden bağımsız olarak bir şeyi işaret ediyor. Daha eşit ve özgür eğitim herkes içindir. Yok efendim Malala'nın Nobel konuşmasını CİA hazırlamış yok efendim Joshua zaten ABD maşasıymış geyikleri gerçek bile olsa bu onların işaret ettikleri şeyin yani eğitimin herkes için eşit olması gerekliliğinin doğruluğunu değiştirmez. Bu yüzden bende ülkemizden böyle parlak gençler çıksın isterim. Ama bizde ders boş geçti diye sevinen öğrencilerden tutunda(ki burada yapması gereken o boş dersin hesabını ilgili kişilere sormasıdır), eğitimi boşluk doldurmaca aktivitesi olarak gören optik beyinli eğitimcilere kadar bir çok aşılması gereken dandik realite var ne yazık ki.

Eğer bir gün yok "Osmanlıca" yok "U düzeni" yok "karma sınıf" yok bilemem ne diye bizi gerçek eğitim gündeminden saptıran şeylerden sıyrılırsak o zaman eğitimimizin yetersiz ve vasıfsız olduğunu daha iyi anlayabileceğiz. Bunun için daha çok okumaya, daha çok çalışmaya ve daha çok düşünmeye ihtiyacımız var. Bizden de bir gün birileri çıkar. Darısı başımıza.

10 Aralık 2014 Çarşamba

POPÜLER ÖĞRENME ZORLUĞU OLARAK DİSLEKSİ VE ÜNLÜ DİSLEKSİKLER



ÖĞRENME BOZUKLUĞU OLAN ÜNLÜLER
Disleksi (öğrenme bozukluğu); okuma, yazma ve akıl yürütme gibi konularda kendini gösteren bir öğrenme bozukluğudur. Tom Cruise, Muhammad Ali, Keira Knightley ve birçok ünlü disleksiden müzdarip olmuştur. İşte disleksisi olan ünlüler

ORLANDO BLOOM
'Disleksim nedeniyle okulda diğer derslerde zorlandığım için, tiyatro aşık oldum.'

PATRİCK DEMPSEY
'Disleksi beni bugünkü halime getirdi. Bana her zaman çalışmaya devam etmem gerektiğini, hiçbir zaman teslim olmamayı öğretti'

TOM CRUİSE
"Disleksik olduğum için konsantre olmak için kendimi eğitmem gerekti. Görsellikle kavrayabilen bir insan oldum. Okuduğumu net olarak anlayabilmek için kafamda okuduğum şeyle bağdaştırabileceğim zihinsel görseller yaratmaya çalışıyordum.'

KEİRA KNİGHTLEY
'8 yaşımda tiyatro için seçmelere gidişimi hatırlıyorum; repliklerimi okuyamadığım için, yaşadığım en eziyetli tecrübeydi. Oyuncu olmak için duyduğum istek benim için destekleyici bir güç oldu.
Bunun için mükemmel öğretmenlerim oldu. Benimle hiç yılmadan çalışan öğretmenlerim, annem ve babam sayesinde, 11 yaşında disleksiyi yendim. Artık bu konuda herhangi bir şikayetim olmuyor.'

STEVEN SPİELBERG
'Filmlerin bana yardımı çok dokundu... Utançtan, kendimi suçlamaktan ve kendime yüklenmekten kurtardı. Film yapmak benim en büyk kaçışım oldu.'

KEANU REEVES
'Görmezden gelmeye çalışmıştım hep. Gelişme çağında, okumayla ilgili çok problemim oldu, hiçbir zaman iyi bir öğrenci olamadım. En sonunda bundan bıktım, ve liseyi bırakmaya karar verdim. Benim için zaman kaybı olmaya başlamıştı.'

RİCHARD BRANSON
'Disleksiklerin aslında dünyaya çok faydası olabilir. Bazı şeyleri diğer insanlardan daha net bir şekilde görebiliyorum çünkü daha iyi kavrayabilmek için etrafımdaki şeyleri kafamda basitleştirmek zorundayım, bu da diğer insanların da daha kolay anlamasına yardımcı oluyor.'

VİNCE VAUGHN
'Çocukken okulda okuma yaparken çok sıkıntı yaşamıştım. Günde bir kere öğrenme güçlüğü olan çocuklarla ders alıyordum.'

MUHAMMAD ALİ
'Lisedeyken, birçok öğretmen bana 'aptal' etiketi yapıştırmıştı. Ders kitaplarımı okuyamıyordum bile.'

WHOOPİ GOLDBERG
'Ben çocukken buna disleksi denmiyordu. Daha çok 'yavaş' ya da 'geri zekalı' deniyordu.'

KARA TOİNTON
'Arkadaşlarım her zaman heceleme ve okumayla ilgili bir sıkıntım olduğunu biliyorlardı. Ve onların verdiği bu destek ve cesaretlendirme disleksik olmamın en önemli noktasıydı benim için.'

SALMA HAYEK
'Aksanım var, disleksiğim, kısa ve tombulum, artık nasıl ifade ederseniz... Bunların hepsiyim belki de ama sonuç olarak buradayım. İş bulabildiğim için dünyanın en şanslı kızı olmalıyım.'



7 Aralık 2014 Pazar

NEDEN İNGİLİZCE DENEN ŞU MERETİ ÖĞRENEMİYORUZ?



İlkokul öğrencilerine ingilizce özel ders,Ortaokul öğrencilerine ingilizce özel ders,TEOG İngilizce Özel ders, Lise ingilizce özel ders,Toefl IBT özel ders ,Toefl ITB özel ders, IELTS akademik özel ders, IELTS genel özel ders, YDS özel ders, İngilizce özel ders, ingilizce çeviri,ingilizce online özel ders,ingilizce eğitim danışmanlığı
www.ankarakafasi.com

Ülkemiz insanının İngilizce ile imtihanı uzun yıllardan beri sürüyor ne yazık ki sevgili dostlar. Hele ki son günlerin trendtopic konularından "Osmanlıca"  ile dil konusunda eksik ve gediklerimizi tekrar ortaya dökmenin vakti geldi çattı sanırım. Abdülhamid Ziyaeddin'in yani bildiğimiz ismiyle Ziya Paşa'nın dediği gibi "Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz" diyoruz bizde. Laf söylemekten ziyade icraat yapmak niyetindeyiz.
İlkokul öğrencilerine ingilizce özel ders,Ortaokul öğrencilerine ingilizce özel ders,TEOG İngilizce Özel ders, Lise ingilizce özel ders,Toefl IBT özel ders ,Toefl ITB özel ders, IELTS akademik özel ders, IELTS genel özel ders, YDS özel ders, İngilizce özel ders, ingilizce çeviri,ingilizce online özel ders,ingilizce eğitim danışmanlığı
www.ankarakafasi.com

 Şu DİL PROBLEMİNİ çözmenin vakti artık geldi bizce. Ülkü hocamızla İngilizce meselesinde çok hızlı yol katedeceğinize inancımız sonsuz. Ama ondan ders alınca sizde fark edeceksiniz ki bu iş bizle biten bir iş değil. Bu bir kültür meselesi, bu bir yaşam tarzı meselesi. Bir dili öğrenmek kültürü de öğrenmenin gerekliliğini bize işaret eder. Eğer ben YDS'den 70 alayım yeter diyorsan sana ona göre program hazırlar istediğin  puanı alman için gerekeni yaparız,söyleriz,çalışırız. Ama İNGİLİZCE'yi anlamak,yazmak,konuşmak istiyorsan bunu hayatına adapte etmen şart dostum. Bu biraz ne kadar ekmek o kadar köfte durumu aslında. Ben çok iyi ingilizce konuşmak istiyorum deyip evde YETENEKSİZSİNİZ TÜRKİYE izlersen ya da BU TARZ BENİM gibi programlar izlersen bu iş olmaz canım kardeşim. Bırak İngilizce'yi var olan Türkçe'nden de olursun! Madem Derren Brown gibi konuşmak ve ingilizce retorik yapmak istiyorsun o zaman O SES TÜRKİYE yerine THE VOİCE UK izleyeceksin. Posta gazetesi okuyacağına  İngilizce gazetelerin başlıklarını anlamak ve olaylara kafa yormak için kendini biraz zorlayacaksın.Ve zamanla hayatın geçip gittiğini ve ingilizcenin sadece dünyayı,insanları ve kendini tanımak için bir araç olduğunu anlayınca Shakespeare olmaktan vazgeçeceksin! Çünkü Lynyrd Skynyrd'ın "SİMPLE MAN" şarkısında dediği gibi 
                      And be a simple kind of man. Be something you love and understand...

İlkokul öğrencilerine ingilizce özel ders,Ortaokul öğrencilerine ingilizce özel ders,TEOG İngilizce Özel ders, Lise ingilizce özel ders,Toefl IBT özel ders ,Toefl ITB özel ders, IELTS akademik özel ders, IELTS genel özel ders, YDS özel ders, İngilizce özel ders, ingilizce çeviri,ingilizce online özel ders,ingilizce eğitim danışmanlığı
www.ankarakafasi.com