Subcribe to our RSS feeds Join Us on Facebook Follow us on Twitter Add to Circles

28 Mart 2014 Cuma

JİMİ'DEN TAPE YERİNE KİTAP:EĞİTİMDE BİYOGRAFİLERDEN FAYDALANMAK


"Öğretmen, 'Kendini nasıl hissediyorsun?' diye sorardı ve ben, 'Bu Marsta insanların kendilerini nasıl hissettiğine bağlı,' gibi uçuk bir karşılık verirdim. Ona başka ne diyeceğimi bilemezdim." Bu cevabı ceza aldırmıştı çocuk Jimi'ye. 25 yaşına geldiğinde ise artık kendisi değil onun müziğini dinleyenler Jimi Hendrix'in başka bir gezegenden olduğunu düşünüyordu. "Sesler duyuyorum ve onları ben bir araya getirmezsem kimse getirmeyecek" diyordu Hendrix. Müziği ve gitarıyla yaptıkları öylesine özgün ve çarpıcıydı ki hayallerinin peşinde sırtında gitarı yola çıkan "otoban çocuğu", sadece dört yıl içinde zamanının -ve sonrasında tüm zamanların- en büyük müzik ikonlarından birine dönüştü. (Jimi Hendrix-Sıfırdan başlamak)

Yukarıda yazılanların hepsi bizzat Jimi Hendrix'e ait. Bir öğrenci olarak Jimi'yi okumak benim gibi bir müziksever öğretmen için gerçekten güzel sürpriz. Burada Jimi'nin ne işi var diyenler olabilir.Çünkü TEOG-YGS-LYS-DGS-KPSS-ALES-YDS gibi ucu bucağı olmayan kısır bir eğitim sisteminin kırılması hiç şüphesiz öğrencilerin,velilerin ve yöneticilerin başkalarının hayatlarını iyi okumaları gerekiyor. Başarıları-başarısızlıklar ve en çok da tecrübeleri. Bu açıdan herkese BİYOGRAFİ VE OTOBİYOGRAFİ okumayı şiddetle tavsiye ediyorum. Bu kitapta bunlardan biri olabilir. Eğitime bir de bir müzisyen penceresinden bakmak gerek diye düşünüyorum. Allah kısmet ederse yazın öğrenciler ve veliler için okuma günleri ve listeleri yazmayı düşünüyorum. Bu tarz bir girişim ne yazık ki eğitim çevrelerinde pek yok. Bu da eğitimcilerin eksikliği şüphesiz!


27 Mart 2014 Perşembe

PSİKOLOJİK BİR SAVAŞ OLARAK:SINAVLAR



"High school student Xiao Zhen leaps to his death from a a window in the middle of class. It is believed this happened due to pressure of preparing for college entrance exams."
The the Chinese Center for Disease Control and Prevention estimates that 287,000 Chinese citizens commit suicide each year, and the very high suicide rate among Chinese youth has been blamed, in the past, on the intense academic pressures.
The video of the incredibly sad event occurred while the student was preparing for his college entrance exams.
Obviously these academic pressures need to change, and they need to change right now.

Çin'de gerçekleşen bir olay.2014 mart ayında.Yanı yakın tarih. Lise öğrencisi Xiao Zhen derste iken birden kalkıp camdan aşağıya atlıyor. Üniversite giriş sınavların yapmış olduğu baskı ve akademik stresin nedeni ile böyle yaptığı düşünülüyor. Çin'de her yıl yaklaşık 287000 bin kişi intihar ediyor. Ve bunun büyük bir sebebi de akademik baskı olarak gösteriliyor. 

Türkiye'de de bu tip olaylar yaşandı ve ilerde ne yazık ki artacak gibi görünüyor. Bu yüzden gerek ailelerin gerek ilgili kurumların acilen önlemler alması gerekiyor. Zaten fazlasıyla çalkantılı bir dönemden geçen ülkemiz gençlerde oluşturduğu tahribatın henüz farkında değil. Şu an zaten gençler kimsenin umurunda değil gibi görünüyor. Herkes kendi derdinde!

26 Mart 2014 Çarşamba

OECD Eğitim Direktör Yardımcısı Andreas Schleicher bakın NE DİYOR!!!


OECD ülkeleri:(üstteki liste 2014 verilerine göredir)
Halen 34 tam üye (2010'da Estonya'nın katılımı ile) olan ülke vardır, bu ülkeler arasında 30 tanesi (* ile gösterilmiştir) Dünya Bankası tarafından 2005'te yüksek gelirli ülkeler arasında gösterilmiştir.


Günümüzde güvenilir verilere sahip olduğumuz ülkeler, sadece okul sonuçlarına değil, neler başardıklarına bakıyor. Bu değerlendirmede, öğrencilere öğretilenleri anlayıp anlamadıklarına değil, öğrendiklerinden yeni bir şey ortaya koyup koyamadıklarına bakılıyor. Türkiye için bu hayli zorlayıcı bir konu. Türk öğrenciler öğretilenleri öğreniyor. Türkiye’deki çocuklara, okul testleri yaparsak diğer ülkelerdekilerden daha iyi sonuç alacaklardır. Ama PISA’da öğrendiklerini kullanıp kullanamadıklarına bakılıyor. Maalesef, öğrencilerin ne bildiğini değil, ne tür becerileri olduğuna bakılıyor. Bir başka kategori de işbirliği yapmak, insanların birlikte yaptıkları beceriler konusu. Ama Türkiye yeni yeni eğitim sistemini geliştirmek için yatırımlar ve reformlar yapmaya başladı. Aslında Türkiye’nin şu anda yaptıklarını Şanghay, Çin ve Singapur 20-30 yıl önce yaptı. Son 10 yılda Türkiye’de bir iyileşme olmuş, bu iyileşme daha çok Doğu bölgelerinde. Çünkü Türkiye, iyi öğrencilerini harika yapmaya çalışmamış ama daha kötü, dezavantajlıları iyileştirmiş.


Şimdiye kadarki bölüm, sadece temelden kabul edilebilir seviyeye kadar olan iyileşmeydi. Kabul edilebilir seviyeden iyiye çıkmak zor olan kısım. Normal mali kaynaklarla daha fazla okul yapılabilir. Öğrenci sayısı arttırılabilir. Ama eğer öğrenme çıktılarının niteliği iyileştirilmek isteniyorsa öğretmenlere yatırım yapmak gerekiyor. Hiçbir öğretmen nitelikli olmadan eğitim sistemi nitelikli olamaz. Temel olarak belli bir eğitim vermek isterseniz öğretmenlerinize dersiniz ki, “şu yapılacak, bu yapılacak.” Ama daha üst seviyede bir eğitim vermek istiyorsanız o zaman öğretmenlerin temel olarak mesleki kapasitesini, yetkinliklerini, yeterliklerini ve özerkliğini arttırmak gerekir ki, kendi öğretme ortamlarını kendileri belirleyebilsin ve şekillendirebilsinler. O yüzden bundan sonra yaşanacak zorluklar daha farklı olacak. Okulun özerkliği ile de PISA sonuçları arasında bir ilişki var. Türkiye’nin bu alanda gerçekten çok yolu var. Özel okullar da dahil, Türkiye’de okulların özgürlüğü yok. Kendi eğitim sistemlerini ve ortamlarını etkileyemeyeceklerine dair bir algı var. Sadece okul müdürüne her kararı alması hakkı veriliyorsa ya da böyle anlaşılıyorsa okul özerk sayılmaz. Ama öğretmenler karar aşamasında sistemin bir parçası ise o zaman okulun özerkliğinin başarısındaki en önemli özelliği olduğunu görüyorsunuz. Yüksek performanslı sistemler iyi öğretmenler yetiştirmekte çok başarılılar. Öğretmenlik çok cazip bir meslek olarak kalıyor. Kendi kariyerlerinde yükselme imkanı sunuyorlar.

Bir MEB beceriksizliği olarak TEOG ve Eğitimde İdeoloji Gölgesi




Meb'in ne kadar beceriksiz olduğunun vesikası olan TEOG sınavı ilk açıklandığında sadece matematikten bir soru iptal olarak değerlendirilmişti.Sonradan (çaktırmadan) farklı alanlardan yanlış soruların olduğunu e-Okul Veli Bilgilendirme Sistemi'nde not olarak düşülmüş. 

Meb özel okul-yurt ve dershane basmak!!! ve kendince denetlemek yerine önce kendi beceriksizliğini düzeltmeli diye düşünüyorum. PİSA raporları ortada. Daha önce bundan bahsetmiştim. Fatih projesi daha piyasada yokken takip eden ve bu konuda araştırmalar yapan biri olarak DEVLET eliyle eğitimin gün geçtikçe kötüleştiğini ve bunun sorumlusunun yine devlet mekanizması olduğunu düşünüyorum.
ankarakafasi.blogspot.com
Belki çok özel bir tespit değil ama hangi üst düzey Meb çalışanı ve siyasinin çocuğu devlet okulunda eğitim görüyor bunu bir araştırınca olayı anlıyorsunuz. Yoksa Sümerlerden bu güne tablet dağıtılıyor zaten.Önemli olan eğitim dağıtabilmek!
www.ankarakafasi.com
Bu açıdan son günlerde ki eğitime bulaşan ideoloji ve siyasi manevrayı tedirginlikle izliyorum. Bu konuda aileler,öğrenciler ve gerekli merciler takipçi olmalı. Kimsenin eğitime siyaset karıştırmaya hakkı yok. Bu kim olursa olsun!

24 Mart 2014 Pazartesi

ANKARA KAFASI YGS 2014 ANALİZİ


Geçen sene ki (ygs 2013) sorularına bakılarak belli yerlerinde orantılı belli yerlerinde orantısızlıklar barındıran bir sınav olarak tarihe geçen ygs 2014 artık geride kaldı. LYS 2014 için herkes eşit oranda umutlu olsun diyebilirim. Çünkü gerek burada gerek özel ders öğrencilerime bahsettiğim gibi sorular “ALESLEŞMEYE” devam ediyor. Bunu gerek Türkçe gerek Matematikte çok net görüyoruz. Okuma-anlama sorularının yoğunluğu ve aralara serpilen analiz-sentez basamağı soruları genel olarak öğrencilerde yorgunluk oluşturmuşa benziyor. Bunca şeye rağmen ÖSYM’nin soruların sadece %20 sini açıklıyor olması ise bence büyük bir hezeyandan başka bir şey değildir. Soru yazamayan bir sisteme bu devlet neden tonlarca para aktarıyor diye düşünmekteyim. Çünkü soruları hazırlayan zümre koltuklarından olmamak için elinden geleni yapıyor. Olan yine eğitim zaiyatı olan öğrencilere oluyor. Bunca önsöz bilgisinden ve sosyal mesajdan sonra soru alanlarını yorumlayalım:

TÜRKÇE: Dil bilgisi açısından klasik ama paragraf soruları açısından şaibeli ve çoğu öğrenciyi bunaltan soruları burada görüyoruz. Yukarıda bahsettiğim ALESLEŞME özellikle Türkçe paragraf sorularında mevcut. Şıklar arasında muallâkta kalan öğrencilerde azımsanmayacak kadar fazla.
Buradan çıkarılan ders Türkçe testi ile başlamak sakıncalı olabilir. Yani sınava iyi bir strateji ile çalışmak şart!

Matematik: Önceki seneler düzeyinde olmasına rağmen bol işlemli ve işlem kalabalığından soruyu zormuş gibi kılan sorular mevcuttu. Başarılı öğrencilerimden bazılar formül soruları olduğunun da altı çizilmeli diyor. Bunun dışında soru kalitesinde gözle görünür bir düşüş var. Laf olsun diye sorulmuş, soru yazma kriterlerini sevimsiz hale getiren sorular artmış. Bu da sanki sorular şahsına münhasır gibi gözüksün diye yapılan bir manevra. Sorular zaman alıcı ve yetiştirmenin genel olarak zor olduğu bir sınavdı.

Geometri:  Orta halli geometri soruları ve yine çok kaliteli olmayan , neyi ölçtüğü belli olmayan “sordum soruyu aldın boruyu” tarzı sorular vardı.

Tarih: Sorular beklenen düzeyde olmasına karşın birkaç tane eleyici ezber soru vardı denebilir. Genel olarak herkes de beklediğini aldı sorulardan. Yine araya sırf orjinallik olsun diye “Fransızların bıraktığı silahlar hangi savaşlarda kullanıldı ? “ sorusu ise şüphesiz kolay ama sınav anında kişiyi şaşırtan bir soru diyebiliriz.
Coğrafya: Ezber, LYS tarzı sorular. Başka diyecek bir şey yok.
Felsefe: Konuya hakim olan öğrencinin yapabileceği sorulardı. Bazı sorular körfezin testlerine epey benzerdi.
Din: orta karar sorular denebilir.
Fizik: Orta karar Kimya: Orta karar ve Biyoloji : Kolaydı diye sayısal öğrencilerimin genel kanısı Fen soruları için kısaca bu denebilir.

YGS emin olun gireceğiniz bölüm için sizi 1/3 oranında etkileyecek gerisi ise LYS de belli olacak.
Bu yüzden LYS için daha etkili ve stratejik çalışın. Asıl olay burada bitiyor. Üzülmeyin desem de üzülecek arkadaşlarım vardır.Üzülecekseniz bari bunu LYS için hırsa ve stratejiye dönüştürün. 

Selamlar,sevgiler...

9 Mart 2014 Pazar

DİKKAT: ALES 2014 HAKKINDA DEĞİŞİKLİKLER!




Herkes kafasına göre bir şeyler yapıyor bu ülkede. Kimse kimseye bir şey sormadığı gibi insanların gelecekleri ile ilgili konularda son anda yapılan kasıtlı değişiklikler insanı canından bezdiriyor.
Özellikle ÖSYM bunu hep yapıyor.KPSS,YDS,ALES ve diğer örnekleri gibi... 

Bu açıdan sınav öncesi ALES 2014 hakkında bilinmesi gerekenleri kısaca buraya özetliyorum.



ALES 2014 İlkbahar Döneminden itibaren sınav süresi 150 dk /2.5 saat olarak uygulanacaktır. Değişiklik yapılmadan önce 180 dk/3 saat olarak uygulanıyordu.
 Ayrıca önceden alan başına 50 olan soru sayısı 40′a indirilmiş böylece adayların toplam çözeceği soru sayısı 120 olmuştur. 

Sözel Mezunuyum Hangi Alanları Çözeceğim?
Sözel1, Sözel2 ve Sayısal1 alanlarını çözeceksiniz toplamda 120 soru. 

 Sayısal Mezunuyum Hangi Alanları Çözeceğim?
Sayısal1, Sayısal2 ve Sözel1 alanlarını çözeceksiniz toplamda 120 soru. 

Eşit Ağırlık Mezunuyum Hangi Alanları Çözeceğim?
Sayısal1, Sayısal2 ve Sözel1 alanlarını çözeceksiniz toplamda 120 soru.